Derbide sahada olması beklenmiyor. Bu konuda hem olumlu, hem de olumsuz yorumlar var. Türkiye’ye geldiğinden beri de eleştiriyoruz. Hala da kabullenemedik çok iyi bir oyuncu olduğunu. Çünkü kimi maç sonrası “yine oynamadı sattı bizi“, bazen de “iki hareket yaptı, maçı aldı. Böyle oynasın canımı yesin” yorumları hala devam ediyor. Kariyeri de tartışılır. “Çok iyi olsaydı 2001 yılında gittiği Parma’da oynardı, ya da avrupa’da kalırdı.” dedik çok kez. Fakat bu adamın, şu anda yaşı 30’a dayanmış dünyanın yıldız futbolcuları arasında yer alan isimlerin ilk kez dünya arenasında sahne aldığı turnuvada neler yaptığına biraz bakalım istiyorum. 
Güney Amerika’dan 4 takım katılmış 1997 yılında Malezya’da yapılan Dünya Gençler Şampiyonası’na. Zaten ikisi final oynamış. Paraguay, Uruguay, Arjantin ve Brezilya bu takımlar. Brezilya’nın grubunda Fransa, Güney Afrika ve Güney Kore var. Brezilya grupta ilk maçını Fransa’ya karşı oynuyor. Fransa’nın kadrosunda Mickael LANDREAU, Willy SAGNOL, Mikael SILVESTRE, William GALLAS, Peter LUCCIN, Thierry HENRY (C), David TREZEGUET, Nicolas ANELKA bulunuyor. Teknik direktörleri de Gerrard Houllier. Henry, Anelka henüz 20 yaşında… (Thierry de Jamaika’dan yeni gelmiş…) Fakat maça hızlı başlayan taraf Brezilya oluyor ve henüz 5’inci dakikada Alexsandro de Souza ismindeki yetenek takımının golünü atıyor. Brezilya erken bulduğu golle moralini bozduğu rakibini Adailton ve Silvestre’nin kendi kalesine attığı golle 3-0 mağlup ediyor. Alexsandro de Souza ise 45’inci dakikada yerini Junior’a bırakıyor.
İkinci maçta ise Güney Afrika’yı 2-0’la geçiyor Brezilya. Goller italya ligi gezgini Adaílton Martins Bolzan’dan geliyor. Alexsandro de Souza ise bu sefer 65 dakika boyunca sahada. Yerine de yine Junior giriyor. Bir sonraki maçında Brezilya Güney Kore’yle karşılaşıyor. Maç tekrar edilememiş bir skorla sona eriyor. Üst tura çıkmayı garantileyen Brezilya rahat ve yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkıyor. Alexsandro de Souza‘nın 90 dakika forma giymediği maçı ‘sambacılar’ 10-3 gibi fantastik bir skorla kazanıyor. Gollerin 6 tanesini Adaílton Martins Bolzan atıyor. Bir sonraki turda rakibi Belçika oluyor Brezilya’nın. Bu sefer Alexsandro de Souza 90 boyunca sahada kalıyor. Zaten oyundan 
çıkarılmadığı tek maç oluyor bu… Maç yine tekrar edilmesi çok zor bir skorla bitiyor. Belçika’yı 10 golle geçen Brezilya’nın üç golünü Alexsandro de Souza atıyor.
Çeyrek final oynama hakkını kazanan Brezilya ezeli rakibi Arjantin ile eşleşiyor. Arjantin maça Leonardo FRANCO, Leandro CUFRE, Walter SAMUEL, Juan SERRIZUELA, Esteban CAMBIASSO, Diego MARKIC, Diego QUINTANA, Juan RIQUELME (C), Bernardo ROMEO, Pablo AIMAR, Diego PLACENTE ilk 11’i ile çıkıyor. Bu sefer 82 dakika sahada kalan Alexsandro de Souza etkisiz kalıyor. Oyuna sonradan giren Scaloni ve Perezlindo’nun golleriyle Arjantin ezeli rakibini eliyor. Finalde ise çeyrek finalde Fransa’yı yenen Uruguay’ı Cambiasso ve Quintana’nın golleriyle geçerek kupaya uzanıyorlar.
Turnuvayı 25 golle kapatan Brezilya’da 10 gol atan Adailton Martins Bolzan gol kralı oluyor. Fakat daha fazla ayrıntılı bilgiye ulaşamadığım için Alexsandro de Souza‘nın sadece 4 gol atabildiğinden eminiz. Diğer 21 golün kaçında asistini yaptığını bilmesek de eminim ki en az 7 tane yapmıştır.
Artık kendini ispatlamış ve birinci liglerde forma giymeye başlayan genç oyuncuların sahne aldığı 2000 yaz Olimpiyatları’nda da kadroda Alexsandro de Souza. Avrupa’dan çağrılan üç oyuncudan biri o. Diğeri Lucas Severino, bir diğeri de ilginç bir şekilde tanıdık bir isim: Fabio Bilica! Takımın en genci ise Ronaldinho ve Geovanni. Takımın kaptanı ise sanırsam yine Alexsandro de Souza. Grup maçlarında 2 gol atan Alexsandro de 
Souza takımını grubundan bir üst tura çıkarmayı başarmış. Ne yazık ki finalist Kamerun’a 117’inci dakikada yedikleri golle çeyrek finalde elenmişler.
Bunun bir övgü yazısı olduğunu söylemek zor. Bu yazdıklarımdan çıkarılabilecek farklı ve mantıklı yorumlar çok. Fakat Alexsandro de Souza‘yı yermeden, karalamadan önce bu adam kimmiş neler yapmış bakıp araştırmak, sorgulamak lazım. Oynadığı her takımda -Parma hariç- taraftarlarının idolu olmuş bir oyuncudur Alexsandro de Souza. Onun bu yaptıklarına karşılık yapılması gereken tek şey saygı duymak…
