Hiç bir önemi yokmuş gibi bekliyorum akşamki derbiyi. Kazananın şampiyonluk ümitlerini yeşerteceği, Şampiyonlar Ligi’ne gitme ihtimalini arttıracağını söylüyor ya, kısmen doğru olsa da gülüyorum… Çünkü bu maç henüz hiç bir şeyi belli kesinleştirmeyecek. Öyle ki Fenerbahçe de Galatasaray da çok iyi oynayıp yendiği bir maçın ardından farklı yenilebiliyor. İkisi de birbirinden dengesiz iki takım. Ne kadar iki takımın kadrolarını bir çırpıda sayabiliyorsak da bu takımların oturmuş takım yapılarından değil, eldeki malzemelerden daha iyi oyuncuların olmamasındandır. Oturmuş takım olsalardı, kadro istikrarı skorlara da yansımış olurdu.
Heyecansız olma sebebimin bir diğeri de Bülent Korkmaz. İlk geldiğinde demiştim “1-0’lık maçlara hazır olalım” diye. Gaziantep,Konya, Bursa galibiyetleriyle bunu kanıtladı. Bu üç maçta da rezil bir futbol sergiledik. Arda, Kewell, Baros, Ümit Karan dörtlüsüne sahipken kendi yarı alanımıza gömülüyoruz anlamsızca. Ayağında top tutabilen bu adamlara sahipken neden topu ileride tutmayı, gol atmayı tercih etmiyoruz anlamsız geliyor bana. Belki de hepimize . Fenerbahçe’ye karşı da böyle oynayacaksak yanmışız. Çünkü Gaziantep maçındaki gibi şanslı olamayabiliriz. Ve Fenerbahçe üstüne gidersen yenebileceğin bir takım. Üstüne gitmezsen bu takımın, mağlup etmen çok zor. Fenerbahçe’nin gelmesini beklersen yanarsın. Yakarlar. Deivid, Emre, Roberto Carlos çok fena vurur uzaktan kaleni. Ve şans ya hepsi de gol olur. İşte o zaman bitersin.
Bülent Fenerbahçe derbilerini iyi bilir diye düşünürsek içimiz rahat olabilir. Hagi’li, Prekazi’li, Hakan’lı, Popescu’lu bir kadronun parçası olarak Fenerbahçe derbisine çıkmak bir başka. Teknik direktörken, takımı dışarıdan yönetecek kişiyken kaç Fenerbahçe maçına çıktı ki Bülent? Kenardaki gerilimi ne kadar iyi kaldırabilir? Saha içindeyken o gerilimi çok iyi yönettiğini biliyoruz. Ama bugün işi çok zor olacak kanımca.
Lincoln oynasa bir dert, oynamasa da! Bülent, Lincoln’ü yönetemedi. Bir göklere çıkarırken, bir yerdi, takımımda yeri yok açıklamaları hala kulaklarımızda. Antep’e götürmedi. Tam hatırlamıyorum ama bir lig maçında da 90 dakika yedek kulübesinde oturttu. Bugün sahada olması süpriz olacak. Hatta kumar bile diyebiliriz. Eğer oynarsa Lincoln’ün nasıl motive edildiğine bağlı olarak performansının değişiklik göstereceğini düşünüyorum. Defansta Mehmet Topal, solda Hakan Balta iyi olabilir. Emre Aşık yine en korktuğum adam. Tüm iyi niyetine karşın en kritik hataların başrol oyuncusu. Ayhan ve Barış hırs, Arda ve Sabri ruh, Baros ve Kewell’sa tecrübeleriyle güven veriyor bana maç öncesi…
Fener’in Emre Aşık’ı Edu olduğundan olmaması her iki takım için de dezavantaj… Lugano ve Önder nasıl bir uyum sağlar pek bir meçhul. Gökhan Gönül ve Roberto Carlos elbette kanatlardan oynayan Fener’in en tehlikeli isimleri olacak. En çok korktuğum adamsa Semih! Alex’ten daha iyi bir maestro olabilir. Artısı koşan adam olması. Deivid’e şut attıran ‘Fenerli’ olsun… Emre ve Selçuk bence rakibin en zayıf bölgesi. İkisi de presi gördü mü topu kaptırmaya müsaitler. Uğur Boral Sevilla maçındaki gibi sahada varlık gösterirse yakabilir bizi. Güiza’mı dediniz? Geçiniz…
Volkan da, de Sanctis de özünde iyi kaleciler buna şüphe yok ama zamansız yaptıkları hatalar çileden çıkarıyor insanları. Volkan iyi konsantre olursa çok iyi oynayabilir. Bunun için sakin olması gerek… De Sanctis’in de dışarıda oynadığımız Hertha ve Hamburg maçlarındaki performansı sahada olursa gol yemeleri zor olur.
Kazananın takım taraftarlarının gözünü boyamaktan öteye gidemeyecek. Kaybeden takımda ise revizyona gidileceği kesin. Yine bir derbi sonrası kelleler alınacak. Berberlik mi? Kimin işine yarar? Razıyım diyen varsa aynı saatlerde yayınlanan başka bir avrupa takımı maçı izlesin…
