Uzun zamandır buralarda bir Galatasaray yorumu yok. Takımı görmeden yorum yapmayı sevmiyorum. İzlediğim maçlardan sonra yorum yapamamayı hiç sevmiyorum. Bugüne dek iki Tobol, birinci Netanya, Gaziantep ve Denizli maçlarını izledim. Bir tek de ilk Tobol maçından sonra yazabilmişim 17 Temmuz’da. O maçta da dikine oynamak gerek diyerek aslında kendimce bir reçete vermiştim. Dikine oynamadığımız ilk Tobol maçında zaten gol atmakta zorlanmıştık oldukça. İkinci Tobol maçında ise Sami Yen faktörüyle yedeklerin ağırlıklı olduğu bir takımla da olsa alıp götürmüştük maçı.
Netanya karşısındaki ilk maçta daha bir oturmuştuk. Golü de Mustafa Sarp’ın bireysel hatasından yedik. Kendisi de itiraf etti bunu. İkinci Netanya maçını kaçırdığıma gerçekten çok üzüldüm. Aydın’ın spektaküler oyununa şahit olmak isterdim. Umarım bu akşam forma giyer de güzel oyununa devam eder. Aslında tam Aydın’lık maç Tallinn maçı. Mor forma da yakışmıştı kerataya hani. Bir de Aydın saçını kestirince iyice bir Kewell’a benzedi. Sakatlıklar dışında kısmeti de ‘Büyücüye’ benzesin inşallah.
Keita takıma çok şey kattı katacak da. Takıma geldiği açıklandığında koyduğum videosundan sonra arkadaşlarım “yalnız abi topu ayağında çok tutuyor” diye eleştirdiler. Topu ayağında tutmanın yeri vardır. Mesela ortasahanın kendi yarı alanına bakan diliminde oyun kurma aşamasındaysan ve baskı yiyiyorsan topu ayağında çok tutmak olmaz. Göze batar. Hele bir de topu kaptırırsan, yedek kulübesine oturursun koşar adım. Ama hızlı bir şekilde kanattan atak yapıyorsan ve hızlıysan, rakibine çalım atabiliyorsan topu ayağında tutmakta serbestsindir -bence-. Rakip yarı alanda ceza alanının taç çizgisiyle arasındaki bölgelerde topla buluştuysan 1’e 1 ya da 2’ye 1 de olsan, eğer rakibini geçebiliyorsan, eksiltip ortanı yaparsın. Bu kimilerince topu ayağında çok tutmak olarak yorumlansa da aslında -bence- topu yerinde ayağında çok tutmaktır. Hasan Şaş gibi, Sabri gibi çizgiye inip, bir sağ, bir sol, bir sağ, sonra yine sağ, yine sol yaparsan olmaz… İşte o zaman topu ayağında çok tutmuş olursun. Bu Keita böyle değil. İstediği kadar ayağında tutsun, fiziği, vücut dengesini iyi sağlaması, savaşçı oyunu ve tekniğiyle topu istediği kadar ayağında tutabiliyor. Devam Keita!
Bu akşam muhtemelen Elano’yu da izleyebileceğiz. İçime doğuyor ve rakibin de gücünü düşündüğümüzde ayrıca buna oyuna girdiğinde skorun 3-0 falan olduğu ihtimalini eklediğimizde Brezilyalı ilk maçında atacağı güzel bir golle taraftarıyla iyice bir kucaklaşacak.
Arda’nın önderliğinde Galatasaray bu akşam Tallinn’e çok rahat fark atar. Akşam sağ bekte Uğur oynarsa süpriz olmaz. Aydın’ı sahada göreceğiz. Goller Nonda’dan gelir. sevgiler…