Eklendigi tarih 30 Ağustos 2011. Etiketler: charlie adam, jordan henderson, Liverpool, Luis Suarez, Stewart Downing
RadyoVesaire’den yaptığımız Efektifpas Radyo Programında İngiltere Premier Ligi değerlendirmesi yaptığımız programa Ali Ece’yle telefon bağlantısı yapmıştık. Liverpool yorumlarını almak için tabi ki.. (sırf ve ne yazık ki bir tek o programın bant kaydı yok.. üzgünüz..)
Transferlerden bahsederken transferlerden 3 çok önemli ismin ortak özelliğinden bahsetti. Charlie Adam, Blackpool’da geçen sezon gösterdiği performansla Premier Lig’de 2010-2011 sezonun en iyi oyuncusu adayı hakkını kazandı. Adaylar arasında Gareth Bale, Samir Nasri, Scott Parker, Carlos Tevez, Rafael van der Vaart ve Nemanja Vidic gibi oyuncular vardı. Bu isimlerin arasından sıyrılmak haliyle kolay değildi fakat bu onu yine de Blackpool’un en iyisi yapmaktadır.
Bir diğer isim eski Jordan Henderson’sa son 2 sezon Sunderland’deki performansıyla Premier Ligin iyi genç oyuncusu seçildi. Bugünkü Bolton Wanderers maçında da golünü attı Charlie Adam gibi.
Stewart Downing ise önce Tuncay etkisiyle sürekli takip etme durumunda kaldığımız Middlesborough’da, 2007-08 sezonunda kulübün en başarılı oyuncusu ödülünü aldı. 2009’da kulübü küme düşünce Aston Villa’ya transferini takımının en iyisi olarak gerçekleştirdi. Yaz transfer sezonunda Liverpool’a transferini de Aston Villa’nın sezonun en iyi oyuncusu olarak gerçekleştirdi.
Takımın geneline baktığımızda ise takımda böyle oyuncuların çokluğunu görebiliriz.
Glen Johnson – Portsmouth Fc sezonun en iyi oyuncusu – 2008/09
Raul Meireles – ESPN Profesyonel Futbolcular Derneği Taraftarların belirlediği sezonun en iyi oyuncusu 2010/11
Daniel Agger – Danimarka Futbol Federasyonu’nun verdiği Yılın en iyi Danimarkalı oyuncusu – 2007
Luis Suarez – Yılın en iyi Hollandalı futbolcusu – 2009/10
– Ajax takımında yılın en iyi futbolcusu – 2009/10
Andy Carroll – Profesyonel Futbolcular Derneği Yılın 11’i – 2009/10
Christian Poulsen – Danimarka Futbol Federasyonu’nun verdiği Yılın en iyi Danimarkalı oyuncusu – 2005 ve 2006
– Danimarka Futbol Federasyonu’nun verdiği Yılın en iyi Danimarkalı genç oyuncusu – 2001
Martin Skertel – Yılın en iyi Slovak futbolcusu 2007 ve 2008
Jamie Carragher ve Steven Gerrard’ı saymıyorum bile..
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 1-Futbol, Dünyadan Futbol, İnceleme, İngiltere Ligleri, Liverpool, Premier Lig
Eklendigi tarih 25 Nisan 2008. Etiketler: Barnsley, Cardiff, Cardiff City, Championship, Chelsea, Erciyesspor, Federasyon kupası, Fransa Ligi, Galler, Galler Spor Bakanı Rhodri Glyn, İngiltere, Liverpool, Manchester United, Michel Platini, Monaco, Monako Prensliği, Portsmouth, Premier Lig, UEFA Başkanı Michel Platini, UEFA Kupası, Wembley Stadyumu, West Bromwich Albion
İngiliz Futbol Federasyonu Cardiff’in UEFA Kupası’na katılma hakkını onayladı. Sonuç, UEFA’nın kararına kaldı. (MedyaKronik/HaberVesaire/25.04.2008)
İngiltere’nin en prestijli kupalarından Federasyon kupasında bu sezon bir çok süpriz yaşandı. Son dört takım arasına sadece bir tek Premier Lig ekibi girebilirken, diğer takımlar ise Premier Ligin bir alt ligi olan Championship’tendi.
Yarı final karşılaşmalarından galip gelen iki takımdan biri West Bromwich Albion’ı eleyen Premier Lig ekibi Portsmouth, diğeri de Liverpool ve Chelsea’yi eleyip büyük bir sürprize imza atan Barnsley takımını eleyen Cardiff City oldu.
Geçtiğimiz yıl Federasyon kupası finalini Manchester United ve Chelsea’nin oynamasının ardından bu seneki final, futbol açısından biraz sönük geçecek gibi görünüyor. Ancak bu yılki final de farklı yönleriyle öne çıkıyor.
Daha önce 1927 yılında kupayı kazabilen Cardiff’in, 81 yıl sonra finale çıkması taraftarlar arasında büyük bir sevince yol açsa da, İngiltere Futbol Federasyonu ve UEFA’yı çok farklı tartışmalara itti.
Kurallara göre kupayı kazanan takım gelecek sezon doğrudan UEFA kupası’nda oynama hakkını kazanıyor. Kupayı kazanamayan takım ise eğer kupayı kazanan takım Premier Lig’de bulunduğu sıralama sayesinde UEFA Kupasına katılmaya hak kazanmışsa, geçtiğimiz sezon Erciyesspor’da olduğu gibi kupaya katılma hakkını elde ediyor.
Kupayı kazanmaları durumunda Avrupa kupalarında oynamayı hak eden takım, Galler takımı olduğu için bu iki hakka da sahip olamıyor. Çünkü Galler takımları ancak kendi şampiyonalarında başarı elde etmeleri halinde Avrupa kupalarında mücadele etmeye hak kazanabiliyor. İngiltere Futbol Federasyonu’na kayıtlı olan Cardiff, UEFA Kupasında oynayabilmek için çoktan harekete geçip itirazlarını Federasyon’a ve UEFA’ya iletti.
İngiliz Federasyonu’ndan olumlu yanıt alan Kulüp, gelecek sezon Avrupa kupalarına katılabilme konusunda ümitli. Emsal oluşturan örnekleri ise çok tanıdık. Monako Prensliği’nin takımı olan Monaco Kulübü yıllardır Fransa Ligi’nden Avrupa kupalarına katılıp başarılar kazanıyor.
İngiliz Futbol Federasyonu UEFA kupalarında oynayabilme hakkını Cardiff’e verirken bunun karşılığında seremonide Galler milli marşının çalınması konusunda baskı yapmamasını istiyor. Galler Spor Bakanı Rhodri Glyn Futbol Federasyonu’nun kendi milli marşlarını çalmasını istese de Cardiff Teknik Direktörü, bu kupanın finalinde Wembley Stadyumu’nda olma onurunun yeterli olduğunu düşünüyor.
Cardiff City takımının UEFA Kupası’na katılması konusundaki kararını önümüzdeki günlerde verecek olan UEFA yetkilileri, Cardiff’in Federasyon Kupası’nı kazanmasına rağmen Avrupa kupalarına katılamamasının çok üzücü olacağını düşünüyor. Yani UEFA Başkanı Michel Platini de Cardiff City takımından yana…
Taraftar forumlarında ise konu farklı açılardan değerlendiriliyor. İngiliz taraftarlar Galler’in bir takımının Avrupa kupalarında bir İngiliz takımının yerini alıp İngiltere’yi temsil edecek olmasını kabul etmiyorlar. Galler’in bir takımına kendi liginde yer veren İngilizlerin böyle bir ihtimali hesaplamadığı da buradan anlaşılıyor.
Futbolun beşiği İngiltere’nin Futbol Federasyonu bu konuda biraz çuvallamış gibi görünüyor. Tek maçlı eleme sisteminin sürprizler yaratması için uygulandığı açık. Ama bu kadar da sürpriz olabileceğini kim bilebilirdi ki?
17 Mayıs’ta oynanacak finalde Cardiff’in kupayı alması durumunda futbol ve federasyonlar bundan nasıl etkilenecek izleyip göreceğiz.
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 1-Futbol, İnceleme, İngiltere Ligleri
Eklendigi tarih 14 Mart 2008. Etiketler: AC Milan, alex, ashley cole, aurelio, Beşiktaş, carvalho, Chelsea, Didier Drogba, edu dracena, Frank Lampard, Gökhan Gönül, Joe Cole, John Obi Mikel, juliano belletti, Liverpool, Michael Essien, nicolas anelka, petr cech, Premier Lig, roberto carlos, rosenborg, Salomon Kalou, şampiyonlar ligi çeyrek finali, Selçuk, sevilla, Shaun Wright Phillips, Shevchenko, terry, Uğur Boral, Vederson, Volkan Demirel
Bu sezon tüm Avrupa’yı şaşırtan Fenerbahçe, bu maçlarda da şaşırtmaya aday. (MedyaKronik/HaberVesaire/14.03.2008)
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali’nde eşleştiği Chelsea ile bugüne kadar hiç karşılaşmadı. Kuruluşundan bu yana maçlarını 42,055 kapasiteli Stamford Bridge’de oynayan Chelsea, 2004-2005 sezonundan itibaren bu statta oynadığı 118 maçta -ikisi Liverpool, biri Barcelona’dan olmak üzere- sadece üç mağlubiyet aldı. Bu açıdan bakıldığında Fenerbahçe’nin Londra’daki maçta işi çok zor. Az gol yeme özelliğine de sahip takım, bu yıl Premier Lig’de bu statta oynadığı maçlarda dokuz yedi. Şampiyonlar Ligi’nde grup maçlarında kendi evinde oynadığı maçlarda yediği tek gol ise Norveç ekibi Rosenborg’dan geldi. Avrupa’nın güçlü ekipleri içinde ismi çok geçmeyen bir takımdan gol yiyebilmesi, Fenerbahçe için bir umut olabilir. Fenerbahçe’nin umudunu arttıran ikinci bir neden ise, Chelsea’ye grup maçlarında gol atamayan hemen tüm takımların, bu sezon istikrarsız performans göstermesi.
Hızlı oynamak şart
Kalesinde Avrupa’nın en iyilerinden Petr Cech bulunan Chelsea’nin defasında John Terry, Ricardo Carvalho, Alex, Ashley Cole, Juliano Belletti gibi çok önemli oyuncular yer alıyor. Özellikle Terry ve Carvalho’nun uyumu takımın yediği gol sayısındaki en önemli etken. Hızlı ve oyun görüşü çok iyi olan bu ikili, birebir mücadelelerde sert ve etkili defanslarıyla rakip forvetleri yıldırıyor. Bu ikilinin karşısında ayakta kalkmak gerekecektir. Ya da akıllıca davranıp, ceza sahasına yakın bölgelerde serbest vuruş kazanılmalı. Bunu yapabilmenin ilk şartı ise hızlı oynayabilmek. En son, Vestel Manisa maçında hızlı atak yapabileceğini gösteren Fenerbahçe’nin karşısında bu sefer, 24 milyon sterlin ettiğine kendisi bile inanmayan Ganalı yıldız Michael Essien, John Obi Mikel ve son maçta Derby County’ye karşı takımının altı golünün dördünü atıp, bu sezonki en yüksek performansına ulaşan Frank Lampard var. Aurelio, Selçuk, Uğur Boral’lı orta sahanın bu isimler karşısında hataya düşmeleri çok ağır cezalandırılabilir.
Destekçi forvetlere dikkat
Forvet hattında Fildişi Sahilli, “Kara İnci”’ Didier Drogba, Ukraynalı Shevchenko ve eski bir Fenerbahçeli olan Nicolas Anelka var. Oynaması durumunda Drogba’nın karşısında ayakta dimdik durabilmek gerekecek. Dünyanın, fizik kuvvetini en iyi kullanan golcülerden Drogba, uzaktan, sert ve beklenmedik şutlarıyla Volkan’ı avlayabilir. Sevilla maçından sonra bunu deneyeceklerinden şüpheniz olmasın. Topla hareketli ve hızlı olan diğer iki forvet iiçin büyük boşluklar bırakmak da golle cezalandırılacaktır. Anelka’nın bu konuda neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz. Shevchenko’nun ise Fenerbahçe’ye karşı Milan’da oynadığı maçları hatırlamak yeterli. En tehlikeli atak organizasyonlarını kanatlardan, destekçi forvetleriyle geliştiren Chelsea’de Joe Cole, Salomon Kalou ve bu sezon iyi bir çıkış yakalayan Shaun Wright Phillips’e dikkat edilmeli. Gökhan Gönül ve Vederson’un Sevilla maçlarındaki performansları bu konuda bizi olumlu düşüncelere itiyor. Roberto Carlos oynarsa, sol kanatta daha güvenli durabilir Fenerbahçe. Ayrıca kanatlardan gelişecek hızlı ataklarda ön direğe kesilecek sert ortalarda, Edu’ya dikkat!Bu sezonki performansıyla tüm Avrupa’yı şaşırtan Fenerbahçe, bu maçlarda da şaşırtmaya aday. Ümitlenecek çok şeyleri var. Güzel ve ayağa top oynamaları takımın artısı iken yavaş oynamaları dezavantaj.
Beşiktaş’ın 2003’te Stamford Bridge’de Sergen’in attığı gollerle kazandığı maç, Chelsea’nin üzerinde hâlâ geçerli bir baskı oluşturma ihtimalini de göz ardı etmemek lazım. İlginç bir tesadüfle Chelsea de, tıpkı Sevilla gibi 1905’te kurulmuş. Fenerbahçe’nin bu yılda kurulup, Avrupa’da kupa kazanan ekiplere karşı bir üstünlük sağladığını düşünürsek, bu takımlarla aynı kadere sahip olan Chelsea’yi yenmek çok da uzakta görünmüyor. Bol şans Fenerbahçe.
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 1-Futbol, 2007/08, Chelsea, Dünyadan Futbol, Erkekler Şampiyonlar Ligi, Fenerbahçe, İnceleme, İngiltere Ligleri, Premier Lig, Şampiyonlar Ligi, Spor Toto Süper Lig, Türkiyeden Futbol