Eklendigi tarih 26 Şubat 2012.
Kategorisi 2-Basketbol, 6-EfektifpasTV, Dünyadan BasketbolYorum (0)
Eklendigi tarih 26 Şubat 2012.
Amerikan Basketbol Ligi NBA’de, All Star etkinlikleri çerçevesinde Türkiye saatiyle cumartesiyi pazara bağlayan geceye denk gelen 3 Sayı Yarışması büyük bir çekişmeye sahne oldu. Yarışmada birinciliği Minesota Timberwolves’ın pota altı oyuncusu Kevin Love kazandı.
Mario Chalmers (Miami Heat), Kevin Love (Minesota Timberwolves), Anthony Marrow (New Jersey Nets), Kevin Durant (Oklahoma City Thunders), Ryan Anderson (Orlando Magic) ve son şampiyon James Jones (Miami Heat) yarışmaya katılılan isimlerdi. Yarışmacılar üçlük çizgisinin 5 farklı noktasından 5’er atış gerçekleştirdiler. Her noktadaki 4 topun birer puan, son topun ise iki puan kazandırdığı yarışmanın ilk turunda 30 puan üzerinden James Jones 22, Kevin Durant 20 ve Kevin Love 18 puan toplayarak final turuna kaldılar.
Final turunda Kevin Durant ve Kevin Love 16 puanla eşitlik yakalarken 12 puan toplayan James Jones tura veda etti. Durant ve Love’ın bir önceki turda eşit puan kazanması nedeniyle oynanan uzatma turunda Kevin Love rakibini 17-14 geçerek şampiyonluğunu ilan etti.
3’lük yarışmasına katılan oyuncular arasında pivot veya uzun forvet pozisyonlarında oynayan tek oyuncu olan Kevin Love’un birinciliği elde etmesi gecenin süprizlerindendi. 2.08’lik Kevin Love, 3’lük yarışmasını kazanan eski Boston Celtics’li Larry Bird’den 2 santimetre uzun, Dirk Nowitzki’den 5 santimetre kısa. Love bu yarışmayı kazanan en uzun 2. oyuncu oldu.
Kategorisi 2-Basketbol, Dünyadan BasketbolYorum (0)
Eklendigi tarih 04 Eylül 2011.
Geçen günlerde, Polonya’daki Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın başlamadan hemen önce, televizyonlarda 12 Dev Adam’ın başbakanı ziyaret ettiğini duydum. Hiç bir zaman anlama verememişimdir ya şu ziyaretlere. Telli Baba’ya gidip şampiyona için şampiyonluk duası etmekle birebir. Ya da askere gitmeden önce ailenin büyüklerini tek tek ziyaret etme seromonisi gibi. Başbakan’a gitmeden turnuvaya gidemiyoruz sanki. Sanki pasaportlarımız orada rehin falan.. Düpedüz saçmalık.
Mevzu bu değildi, fakat buna da değinmek hoş oldu. Doğaçlama candır. Neyse.. Ziyaret haberini görünce aklıma Dünya Şampiyonası esnasında NTVSpor aracılığıyla iletilen “maddi, manevi” her türlü desteği bekliyoruz mesajları ve sonrasında sporculara dağıtılan yönetmeliktekinin de üstündeki ödüller geldi aklıma.
Kadınlar Basketbol Avrupa Şampiyonası’nda Kadın Basketbol A Milli Takımımız ikinci oldu. Voleybol Genç Kadınlar Dünya Şampiyonu apoletli Genç Kadınlar Voleybol Takımımızı da ekleyelim.. Araştırdıkça daha da çok çıkıyor. (bu takımları ayrı bir yazıda tek tek yazayım da fazla gündeme getirmeyen büyük basın kuruluşları gibi olmayalım.. ) Bu takımlar ne kadar ödül aldığı hiç yazılmadı. “Ödül bekliyoruz” çığlıkları da duyurulmadı. Zaten fazladan bir şeyler beklediklerini de sanmıyorum ya.. Bunun dışında Voleybol Genç Kadınlar takımımıza da neden para versinler ki? Henüz 16-18 yaşında olan insan ne yapsın Dünya Şampiyonası sonrası fazladan ödülü..
Bazen çenem düşüyor, kafamdan binbir şey geçiyor, parmaklar durmuyor. Lafı fazla uzatmadan eğer A Milli Erkek Basketbol Takımımız Avrupa Şampiyonası’nda madalya kazanırsa ve yönetmelikte yazandan fazla ödül verilirse; ki verilen ödül altın oluyor, ekonominin saçmaladığı şu günlerde yanlarına kalmaz o ödüller haberleri olsun.. Antipati toplarlar diye düşünüyorum..
(31.08.2011’de bitirilip de yayımlanması unutulan bir yazı)
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 2-Basketbol, Türkiyeden Basketbol, YorumlarYorum (0)
Eklendigi tarih 02 Temmuz 2011.
Türkiyenin ve Dünyanın spor gündemi bu aralar hayli dolu. Son haftalar da gazeteleri elinize aldığınızda(hangi gazete olursa olsun karşımıza çıkan haberler neredeyse aynı) Tabii ki Türkiye de gündem Galatasaray’ın yap(ama)dığı transferler.(son haftalarda ki gündemden bahsediyorum Fenerliler kızmayın) 1 aydır Forlan ve Reyes’le yatıp Urfalijiyle(namı değer spartacus) kalkıyoruz. Arda gidiyor mu kalıyormu ? Bu 1 aydır değil yıllardır gündem.
Ardından diğer büyük takımların transfer haberleri, arayada biraz anadolu kulüplerinden haberler , antreman günlükleri vesaire vesaire. Al sana spor.
Birazcık daha sporu sadece ‘futbol’ değil, spor olarak gören medya da futbol dışında kalan diğer başlıklar ise Wimbledon Tenis Turnuvası ve Almanya’ da düzenlenen Kadınlar Futbol Şampiyonası ve henüz geçtiğimiz günler de başlayan Copa America ve Arjantinin berabere kalmasıyla Messi futbolcu değil, Arjantin takım değil , messiyi oynatan Xavi-İniesta klişeleri…
Bunları neden yazıyorum çünkü 18 Haziran’ da Polonya’da başlayan Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonasından bahseden spor medyası yok denecek kadar az. Zaten Ntvspor olmasa ve kadın milli takımımız -nam-ı değer Potanın Perileri- finale çıkmasa böyle bir şampiyona dan haberdar dahi olmayacağız.Hoş milli takımımız turnuvaya katılmasa zaten hiç haberimiz olmazdı da…
Çünkü Bizim kadın basketbolundan hatta abartarak -futbol dışında kalan tüm amatör sporlardan-anladığımız şey ve gündeme getirme sebebimiz Galatasaray – Fenerbahçe veya Bjk takımlarından herhangi ikisinin karşı karşıya gelmesi. Nitekim kadınlar basketbolu içinde durum farklı değil bkz. Gs- Fb kadın basketbol takımlarının geçtiğimiz aylarda finalde karşılaşması ve twitter ve facebook tan taraftarların birbirine şataşması. Bizim takım her alanda ultra süper, siz eziksiniz aman allah diye başlayan sonunda arkadaşlık bozan genelde küfürlü atışmalar..
(son oynanan erkek maçından bahsetmiyorum ki final maçına olan ilgi dışında erkek basketbolu da medya da minimal yer bulmakta)
Neyse dönelim konumuza, Dediğim gibi turnuva yaklaşık 2 hafta önce başladı ve Türk Kadın takımımız şuanda finalde ve Pazar günü Rusyayla karşılaşacak. Türk basketbol tarihinde yakalanmış en büyük başarı bu.
Tabii turnuva da tek maçı dahi izlediğinden şüpheli olduğum çoğu yazarımız hemen başarının adını koymuş.
12 DEV YÜREK
Türk milli takımının tecrübesi, yetenekli oyunculardan oluşan bir takım olması pek önemli değil basınımız için sadece yürekli olması finale kalması için yeter. Birçok gazete de ve internette okudugum haberler de şu şekilde
”Onlar bizden daha uzun,onlar bizden daha tecrübeli onlar böyle onlar şöyle ammmaaa bizim kadar yürekleri yok.” Kadınlar ve yürekliler, bu Avrupa Şampiyonası gibi kadın basketbolu için en önemli organizasyonlardan biri için yeterli galiba. Gerçi bizim spor tarihin de aldığımız çoğu başarı futbol olsun , basketbol olsun sırf yürekten. Hatta Marsel İlhan’ın Wimbledon’da ana tabloya girmeside sırf yürek. Mesela Galatasaray neden başarısız son yıllarda cevap çok basit. Yürekli futbolcu yok.
Baya uzattım farkındayım konu basketboldan nerelere geldi, dönelim tekrardan Potanın Perilerine. Yakaladığımız bu başarı sadece sportif açıdan değil, başka açılardan da çok önemli. Türkiye de kadın olmak bile hayli zorken, değil sporla sanatla uğraşmak, bazı bölgelerde
okumak bile kadına çok görülüyorken , 12 kadınımızın sporcu olarak şuanda olabilecek en üst düzey maçlardan birine çıkması çok çok önemli.
Umarım bu şampiyona ve kadınlarımızın başarası Türk medyasında hakettiği ilgiyi görür ve en merkez köşesinden en uç köşesine kadar tüm Türkiye’ de tüm kız çocuklarımıza sporun önemini aşılar, sporun ve basketbolun gelişmesini sağlar.
Bakalım yarın finalde Rusya’ ya karşı ne yapıcak kadın basketbolcularımız, gerçi niye düşünüyorsam kazanacağımız kesin çünkü anladığım kadarıyla finale kadar gelmiş bizden daha uzun, daha atletik , daha tecrübeli nebileyim daha iyi beslenen ,olabilecek bütün iyi özellikleri bizden daha ”en” olan Rusya takımında pek yürek yok 🙂 Kaybedersek de çabaladık olmadı der geçer medyamız.
konuk yazar: Emre Ünal
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 2-Basketbol, Konuk Yazar, Türkiyeden BasketbolYorum (0)
Eklendigi tarih 21 Haziran 2011.
Malumuzun spor statları binlerce kişinin aynı amaç uğruna bir araya gelebildiği yegane alanlardan. Provakatörler için de çok uygun bir mekan. Fişeği patlat, ortadan kaybol suçu da başkasına atıver bitsin. Yıllar boyu tribünlerde çıkan olaylar da zaten bu şekilde geçiştirilmedi mi? Binlerce kişi bağırsa da onlar bir kaç provakatördü ve bireysel yapılmış şeylerdi. Tüm takıma ve o takımın taraftarlarına mal edilemezdi bu durum.
Yeni bir çözüm lazımdı bu bilinemezliği ortadan kaldırmak için. Çünkü işin önüne polis bile geçemiyordu. Nedeni bilinmez bir şekilde hem de. Ülke sınırları içinde huzuru sağlayacak kişilerin görevlerini yapamıyorlar olması da ayrı bir komedi. Neyse sporda şiddet yasası çıkardılar da sonunda spordaki şiddetin kökünü kurutmak yönünde bir adım atıldı ve bizde rahatladık çözüldü bu illet diye.
Günün birinde heyecan olsun diye Ali Sami Yen’de Boluspor-Sakaryaspor play-off maçını izlemiştim. Sakaryaspor tarafında. Detaylarını linkten okuyabilirsiniz. Özet geçeyim. Sakaryaspor taraftarı geç çıkarılacaktı. Fakat çıkışları düzenleyemeyen polis insanların sıkışmasına, bayılmasına ve sinirlerinin bozulmasına neden oldu. Kapılar açıldığında da gelene geçene vurdular. Zor sıyrıldım o hengamenin içinde darbe almadan.
Bu videoda da aynı şey olmuyor mu? Galatasaray, Fenerbahçe basketbol maçı sonrası sanırım. Abdi İpekçi’ye gidenler var mıdır bilmem ama saat 23’te oradan çıkınca en tenha caddelerindendir İstanbul’un. Yürüyerek gidecek bir yer yoktur. En aydınlık yer de salonun önüdür. Maç sonu beklenecek tek yer olan salonun önünde de bir grup taraftar sakin sakin duruyor. Fakat polis zararsız bir şekilde durup pilavını, köftesini yiyen, eve dönmek için araba bekleyen vatandaşa bağırıp çağırıyor, itiyor, tehdit ediyor, küfrediyor. Nedenini bilemiyoruz. Anlayamıyoruz. Sadece videonun başında ne yaptığı pek belli olmayan bir sarhoş var onu ekip otosuna götürüyorlar. Olayı merak eden vatandaşa da “tek ıslığımla mahelleyi toplarım hepinizi döveriz siktirin lan” ruh haliyle atarlanıyor. Bu adamlar kim olduklarını sanıyorlar diyeceğim gereksiz olacak. Cevabı sevgili hocam Ahmet Şık vermişti. (bknz. İmamın ordusu)
bahsedilen videoyu izlemek için tıklayınız.
Kategorisi 0-Özel Dosyalar, Türkiyeden Futbol, YorumlarYorum (0)