Etiketler | "Kaka"

B-rezil-ya!


Dünya Kupası süresince yazamadım. Binbir türlü nedenim vardı yazamamak için. Bunla alakalı bir yazı da yazacağım. Hatta yazamadığım süreçte futbolla ilgili fantastik şeyler ürettim. Yazacağım onu da… Ama Dünya Kupası’nı izledim. İzleyebildiğimce vakit bulabildikçe. Ve aklıma geldikçe kupa hakkında yazdıkça yazacağım… Tazeliğini korur hem kupa böylece ligler başlayıncaya…

Hollanda maçlarını kaçırmadım dediğim gibi. Brezilya’nın çok sıkıcı geçen Portekiz maçı dışında karşılaşmalarını izledim. Turnuva sonrası en çok göze batan ve bahsedilen şey de, Ne diyo lan bu lavuk…

Kategorisi GenelYorum (0)

Takımını yıldız yapan ‘yıldız’lar


Hollanda’nın Bergkamp’lı, Davids’li, Seedorf’lu, Overmars’lı döneminden sonraki en iyi jenerasyonunun 4 oyuncusu geçen yıl Real Madrid’de idi. Perez ilk başkan olduğundaki yaptı ve yıldızları kadroya kattı. Ama takımı yıldızlaştıran ve böylece takımıyla yıldızlaşan; Robben’i Bayern’e, Sneijder’i Inter’e, Huntelaar’ı da Milan’a gönderdiler. Elde sadece van der Vaart’ı tuttular. O da Kaka sakatlanmasaydı forma şansı bulamayacaktı.

Hepsi bir arada Real Madrid’e gelince Barcelona – Hollanda ilişkisi yerini Real Madrid – Hollanda ilişkisine mi döndü gibi espriler yapılmıştı. Çok da kötü oyun çıkarmıyorlardı Bernd Schuster’le… Perez geldi yıldızları toplama hevesiyle Hollandalı ekibi dağıttı… Gönderilenlerden bir tek Huntelaar pek bir şey yapamadı. Ama Robben de, Sneijder de Şampiyonlar Ligi finalinde 22 Mayıs’ta ter dökecek. Madrid’de Santiago Bernabeu’da olacak. Perez’e nispet olsun diye finale çıkmak için farklı motive olmuşlar mıdır, bilemeyiz. Tahmin edebiliriz ki olmuşlardır. Kupa ikisinden birine gidecek. Perez bunu gönderdikten sonra kime ne diyecek? Ya da bu yıl Şampiyonlar Ligi’ne damgasını vuran Robben’i takıma geri alır mı? Malum o yıl kim yıldızsa alır Perez. Peki Robben gider mi? Soru sormaya devam edeyim mi? Ben susayım fotoğraflar konuşsun…

Wesley Sneijder Inter ile Şampiyonlar Ligi finalinde kupa için mücadele verecek.

Arjen Robben de Bayern Münich ile Şampiyonlar Ligi finalinde ter dökecek.

Florentino Perez ikinci kez Real Madrid Başkanı oldu. İlk geldiğinde yaptığı gibi yine takıma yıldızları kattı fakat yine ilk geldiğinde olduğu gibi kupaları müzeye doldurmaktan uzak…

Hatalarından ders almamak böyle bir şey olmalı…

Kategorisi GenelYorum (0)

İşte golcü


Spain Soccer La Liga

Öncelikle kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Bir post evvel, Higuain bu adamı kesemez canım demiştim. Attığı goller ve oynadığı oyunla beni haklı çıkardığı için. İlk yarıda biraz sönük bir oyun sergiledi. Bu onun suçu değil, Pellegrini’nin oynattığı oyundan kaynaklandı. İkinci yarıda Guti ve Kaka değişiklikleri oyuna hız ve Real Madrid’e atak gücü getirince Benzema girdiği pozisyonları hemen değerlendirdi. Önce bir yan toptan kafa golüyle perdeyi açtı (klişeleri severiz!) sonra da defansından gelen uzun topu takip etti. Tenerife defansı topu sektirince, hızı ve gücüyle rakibinden topu kaparak kaleciyle karşı karşıya kaldı ve topu ağlara gönderdi. Sonrasında bir de hat-trick yapıyordu ama top direğin yanından geçti gitti. Sanırım son golde de Kaka’ya gol pasını o verdi. O vermediyse bile atağın içinde aktifti, golde katkısı vardı.

Benzema, Higuain’i kesebileceğini gösterdi. Bence kesti bile. Arjantinli geçen yıl Nistelrooy’un yokluğunda, çift forvet oynayan takımda kendine yer buluyordu. Robben önderliğinde bol pozisyon üretebilen Real Madrid’de gol bulabiliyordu. Geçen yıl o yüzden iyi gözüktü bol gol atabildi. Çok da kaçırmıştı. Bu yıl Gonzalo iyi bir yedek olur. Rotasyonun en mühim isimleri arasında yer alır… Benzema, Zidane’dan sonra (zaman olarak) gelen en iyi Fransız olur takımda…

Kategorisi GenelYorum (0)

Ne olacak bu Adebayor’un hali


adebayor-thinking

15.07.2009

Bir broşür transferi daha mutlu sonla tamamlandı. Adebayor, Manchester City’nin sağlık kontrolünden sorunsuz geçmiş. İş buraya kadar geldiyse anlaşma olmuş-bitmiş demektir diyebiliriz. Ancak imza atarken Adebayor’u durdurabilecek tek şey birinin çıkıp “Durun o imzayı atarken tüm dünyada biyolojik silahlar harekete geçecek” gibi bir isyanda bulunması halinde anlaşma düşebilir. Dünya bu her şey olur! mu demek isterken bir anda acaba çok mu dizi izliyorum düşünceleri beni benden alırken aklıma aceto’nun Arsenal ilk üçe bile giremez tezi takılıyor. Ne diyo lan bu lavuk…

Kategorisi GenelYorum (0)

Adidas’dan yeni reklam ‘Kopanya’sı!


Adidas’ın Güney Afrika’da düzenlenecek dünya kupası öncesi reklam kampanyası. Çizimler fena değil. En güzeli, en benzeri Gerrard ve Pienaar olmuş. Nereden bulduğumu hatırlamıyorum ama buldum işte. Koyalım bloglayalım evelallah dedim. Paylaşalım dedim. Paylaşım için sağol, yüreğine sağlık diyenlerinizi duyar gibiyim, duymazdan geleyim…

adidasgerrard

adidaskaka

adidaspienaar

adidasmorris

adidasmessi

Her çizimin üzerinde Kopanya yazıyor ya. Dedim nedir bu kopanya. Vuvuzela vari bir şey mi acaba derken öğrendim ki adidasın dizayn ettiği resmi dünya kupası topunun adıymış. Şuna benziyor…

kopanya

kopanya2

Kategorisi GenelYorum (0)

bir üçüncü devre yok


Ntvspor ilk defa yaptığı ancak klasik bir adımla 15 şubat 2009’da oynanan İnter-Milan derbisini Fatih Terim’e yorumlattı. Klasik Fatih Terim yorumları hakimdi. Ama gerçekten oyunu iyi okuyan bir yanı olduğunu tekrar kanıtladı Fatih Hoca… En güzelleri de Inzaghi için dedikleri idi…

*Milan 4+3 düzenini alıp bekleyecek.

*Şu anda zone defans yapıyor ki bu da arkadaşlarını defansa çağırıyor demektir bu.

*Brezilya’dan kaleci çıkmaz derler ama Julio Cesar son yıllardaki en iyi brezilyalı kaleci.

*Bakıyoruz bir arada oynatmayı düşünmediğimiz iki kişinin yerine belki de 5 kişi bir arada oynuyor. Pato, Ronaldinho, Seedorf. Keza İnter’de aynanda Stankovic,Adriano, İbrahimovic…

*Şu bi gerçek ki topu ayağa oynamak gerek. Artık tabuları yıkmak lazım.FBL-ITA-INTER-AC MILAN

*Şöhreti ismi potansiyeli ne olursa olsun herkes edebildiği kadar mücadele ediyor… En önemlisi bu.

*Benim zamanımdan kalan Abbiati, Maldini, Kaladze, Pirlo, Ambrosini o zaman sakattı. Bunlar kalmış… (Ne zaman ben Milan’dayken diye konuşacaktı diye bekliyorduk..)

*(Stankovic’in kaçırdığı gol için-yandaki fotoğraf) Yani burada Stankovic için çok farklı bir tanımlama bulmak lazım. Topu düzeltmek için zamanın var. Her şey müsait. (Ercan Taner: Beceriksizlik mi? ) E, evet beceriksizlik artık orada atacaksın…

*Ronaldinho iyi futbolcuğu olduğu bir gerçek ancak sahanın içinde daha realist dağılmalı.  Ya oynar, ya oynamaz. Ortası yok… Onu bir şekilde sahada tutabiliyorsanız verim alırsınız.

* (Gol için) El daha net, yönü de vermiş. Ama Milan defansı dah iç bir şeyi doğru yapmamış. Ne Zambrotta’nın kademesi ne de stoperle arasındaki mesafe doğru…

F.T.: Eline çarptı gol oldu abbiati de 5 saniyelik duraklama dışında ititraz etti mi?

Ercan Taner: Yok

F.T.: Yan hakeme giden?

E.T.: Yok

F.T.: Hakemin etrafını saran?

E.T.: Yok

F.T.: Olması gereken de bu zaten…

*18’in içinde çoğalmazsanız gol atamazsınız. çünkü gol genelde oralardan atılıyor!

*Maicon çok önemli bir oyuncu.

*Bir parantez de Pirlo ya açalım. Birebir top kapmada çok iyi değil ama top dağıtması çok iyi bir oyuncu. Ancak defansın arkasına ölü yaprağı diye nitelendireceğimiz pasları atabileceği bir tek Pato var. Pirlo oynatabilen bir oyuncu. bir tek Pato oynadığı için önünde sanki defansa dönük oynuyormuş gibi gözüküyor. Seçeneği fazla olursa illa ki birini topla buluşturur.

FBL-ITA-INTER-AC MILAN*(Golden sonra) Bir forvet düşünün ki defans oyuncusunda olması gereken hava hakimiyetine sahip, bir orta saha oyuncusundaki tekniğe sahip, inanılmaz şutlar atabiliyor. İnter’de bundan iki tane var. Golü atan Stankovic’te Sırbistan’ın kaptanı… (ardından gelişen pozisyonda) Buyrun yine kafa yine indirdi.

Rakip sahaya yerleşip çeşitli boşluklar arayan bir Milan var 4-3-3 şeklinde…

Burada yapılacak değişiklik Inzaghi şeklinde olur. Pato’nun yanına alır çıkan oyuncu Ronaldinho olur, 4-3-1-2 oynayabilir Milan. Seedorf veya Beckham da çıkabilir…

Evet Inzaghi giriyor, Beckham çıkıyor… 4-3-1-2 ye döndü takım.. Ronaldinho arkasında olacak 2 forvetin…

E.T.:İnter çok pozisyon bulmaya başladı

F.T.: Evet çünkü bir üçüncü devre yok… Mağlubiyetin 2-0’ı da 5-0’ı da farksız.. Milan’da orta sahadan biri eksildi.. Böyle düşünürsek bu çok doğal.
*İşin içinde İnzaghi oldu mu penaltı pozisyonuları daha fazla incelemek lazım…

*80. dakika oldukça geç bir zaman Vieira’nın oyuna girmesi için. Orta saha çok koştu İnter’de bu yüzden yorgun orta sahayı 70’te tazelemek gerekti. Golden önce yapmak gerekiyordu bu işi…

E.T.: İnzaghi pozisyon ofsayt değil diye itiraz ediyordu biraz önce..

F.T.: Eder…. Ama işte böyle hep ofsayta düşüyor sanıyorsunuz bakmışsınız gol olmuş…

*Milan Shevchenko’yu arıyor…

*Oyunu durdurmak adına yapılmış, taktiksel bir forvet ki Vieira da haklı.. Hakem de direk sarı kartını veriyor.. Çok normal..

*Abbiati şu anda formda.. Ancak Julio Cesar çok yetenekli, refleksi, sufleksi çok iyi bir kaleci…

*Bugün Kaka olsa çok şeyi değiştirebilirdi. Ama uzatmalara baktığımızda Milan yine de maçı 3-2 lehine çevirebilirdi.

kakadm_468x351Saol Fatih Hocam ben burdayken Milan’ın kapıları senin için her zaman açık..

Kategorisi GenelYorum (0)

Kanatları Olmadan Uçabilen Tek Canlı


(Cumhuriyet Spor Eki Sayı:124 / 9.12.2008)

ron-5001George Best‘in hızı ve golcülük becerisi, Bryan Robson‘ın oyun zekası, Cantona‘nın havalı gol sevinçleri, Beckham‘ın ölümcül frikikleri… Yukarıdaki oyuncular kendi içinde farklılık gösterse de, hepsinin ortak bir özelliği var. Hepsi de, Manchester United’ta giydikleri 7 numaralı formayı efsaneleştirdi. Ama Kırmızı Şeytanlar’a, şimdiye kadar yukarıda saydığım özelliklerin bir arada bulunduğu başka bir oyuncu gelmedi.
“Bir çok genç oyuncu United’ta kupa kazandı. Bunu ben neden başaramayayım ki? Daha çok gencim ve elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğim” sözleriyle Manchester’a ilk geldiği yıllarda bu kadar fazlasını yapabileceğini tahmin ediyor muydu bilinmez ama Ferguson ona 28 numarayı değil de, ”Manchester’da 7 numarayı efsaneler giyer” diyip 7 numarayı verirken geleceği görmüş gibiydi. Öyle ki geçtiğimiz sezon Manchester United formasıyla oynadığı 49 maçta attığı 42 golle sadece United efsanesi değil, dünya futbolunun efsanesi haline geldi. Messi,Torres,Kaka gibi yıldızları geride bırakıp, “France Football” dergisinin her yıl aday futbolcuların oylarıyla belirlediği Avrupa’nın En İyi Futbolcusu, yani “Ballon d’Or” (Altın Top) ödülünü kazandı.

cristiano-ronaldo-sporting-lisbon1Portekiz’deki özerk Madeira bölgesinin 100bin kişilik başkenti Funchal’de 5 Şubat 1985’te dünyaya geldi. Tam adı “Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro” olan futbolcu ikinci adını, babasının o dönem en çok sevdiği aktör olan eski ABD Devlet Başkanı Ronald Reegan’dan almış. Futbola doğduğu bölgenin amatör futbol kulübü CF Andorinha’da 8 yaşında başlayan Ronaldo, 2 yıl sonra ada kulübü Nacional Madeira’ya transfer oldu. Burada yetenekleri farkedilen genç oyunucu, Portekiz’in başkenti Lizbon’un yolunu tuttu.

12 yaşında altyapısına girdiği Sporting Lizbon’un A takımına 16 yaşında çıkıp 2 sene boyunca yeşil-beyazlı ekibin formasını giydi. Sporting’in Manchester United ile karşılaştığı 2003-04 sezon açılışı maçında Kırmızı Şeytanlar’ın defansını dağıtarak Alex Ferguson’ın dikkatini çekti. Ferguson daha önce hiç izlemediği bu oyuncunun takıma katılması için harekete geçti  ve çok geçmeden onu United’lı yaptı.

Takıma ilk katıldığında çöp gibi bir delikanlı olan futbolcuya, o zamanki oyunuyla birçokları tarafından “Bu şımarık,bencil,çelimsiz çocuktan hiçbir şey olmaz” yorumları yapıldı. Ferguson’ın yavaş yavaş forma şansı verdiği genç kanat oyuncusu yapılan eleştirilere karşın ilk sezonunda çıktığı 40 maçta 6 gol attı. Aynı yıl ülkesinin ev sahipliğini yaptığı Avrupa Şampiyonası’nın da altın karmasına girdi.

Ertesi yıllarda ilk 11’de oynadığı maç sayısını arttıran genç futbolcu eleştirilmeye devam etse de gol sayısı ve kazandığı ödül sayısındaki artış, Ferguson’un önderliğinde emin adımlarla ilerlediğini gösteriyordu. İlk sezonlarında oldukça savruk bir görüntü sergileyen futbolcu, takım oyununa uyum göstermekte zorluk çekiyor ve topu her zaman ayağına cristianoronaldo_juichtistiyordu. Kaptanı Giggs, bunu altyapısının eksikliğine bağlarken zamanla bunu aşacağını düşünüyordu. Bitiricilik konusunda da sıkıntı yaşayan yetenek, Ferguson’ın bitmek bilmeyen şut antremanları sayesinde kendini geliştirip, 2006-07 sezonunda şampiyon olan takımın 23 golle en çok gol atan oyuncularından oldu.

Daha 25’ine bile gelmemiş olsa da ilk geldiği yıllara göre aşırı yol kateden bu top cambazı artık düşmüyor, yorulmuyor, durmuyor, rakip defansı dağıtıyor, oyun disiplininden kopmuyor. Bencil değil bilakis oyun kurucu. Fizik gücü,tekniği, oyun zekâsı ve yaratacılığı üst düzeyde. Çalım repertuarı gördüğümüzün en genişi, hızı ve hızlanmasıyla henüz dünyada eşi benzeri olmayan falsolar alabilen şutlarıyla rakip kaleyi gole boğuyordu. Kafa vuruşlarındaki başarısı ise birçok forvette olmayan düzeyde. Bu özellikleriyle Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’nin son gol kralı oldu. George Best’e “Yeni George Best olarak lanse edilen birkaç oyuncu olmuştu ama ilk defa Ronaldo’ya yapılan bu benzetme benim için iltifat oluyor” dedirten bu yıldız, artık sadece futbol tarihinin en başarılı teknik direktörlerinden Sir Alex Ferguson’ın değil, Avrupa’nın bir numaralı futbolcusu.

Kategorisi GenelYorum (0)


Takip et // Follow

Açık Radyo – Efektifpas

15 günde bir her pazartesi 19.30'da, 94.9 Açık Radyo'dayız. Duyurularımızı takip etmek için Twitter hesabımızı takip edebilirsiniz...

RadyoEfektifpas

Programlarımızın tüm podcast kayıtları online olarak bulunmasa da dinlemek isteyenler için bir kaç adet program mevcut

‘Salvador’ Guti

Johan Cruyff

Arşivler

Bülent Korkmaz – 3

Tottenham Hotspurs

Nazım Hikmet Ran

HaberVesaire Spor

Video Bug Report

Açılmayan bir video varsa resme tıkla, videonun linkini yolla Teşekkürler...

Facebook Hayran Sayfası

Ocak 2025
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031