Geçen sezon Getafe’nin maçlarını izlerken önce ismi sebebiyle, sonra da oyun zekasıyla aklıma kazındı bu isim. Getafe geçtiğimiz yıl UEFA’da son sekize kalırken gruplarda Tottenham deplasmanında ve elemeli maçlarda 4.tur’da karşılaştıkları Benfica’ya deplasmanda attığı gollerle önemli role sahipti. Real Madrid altyapısının son mahsullerinden olan oyuncu trasfer döneminde yuvaya geri dönerken Bernd Schuster için de çok çok iyi bir alternatif olacağının sinyallerini verdi.
Real Madrid altyapı takımına 14 yaşında adım atan, de le Red takımın da en genç oyuncusu olur. İstenilen düzeyde olmadığına karar verilip CD Mostoles takımına gönderilir. Ancak kısa bir süre sonra tekrar takıma katılır. 4 sezon altyapı takımlarında oynadıktan sonra, dönemin altyapı teknik direktörü Quique Sanchez Flores Getafe’nin başına geçince de la Red’i de yanında götürmek ister. Ruben bu ilgiden çok memnun kalırken, her zaman ilk önceliğinin Real Marid olduğunu söyleyerek takımda kalmaya devam eder.
Real Madrid’in ‘Anadolu takımı’ edasıyla tenik direktör sirkülasyonu yaşadığı dönemde 4 aylığına takımın başına Mariano García Remón zamanında Kral Kupası maçında ilk defa A Takımın formasını giyse de pek fazla forma şansı balamaz. Capello’nun takımın başına geçmesiyle altyapıdan takım arkadaşları Miguel Torres ve Miguel Ángel Nieto ile 2007 sezonunun şampiyon kadrosunda bulundu.
Yolu Getafe ile geçen sezon tekrar kesişen de la Red, transfer sezonunun son gününde bu sefer bu takımdan gelen teklifi kabul eder. Bir önceki sezon kupa finali kontenjanından yararlanan Getafe ile UEFA Kupasında oynama şansına erişir. Takımıyla çıktığı 49 maçın 39’unda ilk 11’de başlarken bu maçlarda 7 gol atıp, 3 de asist yapmış. Zaten toplamda 9 gol ve 4 asisti bulunuyor. Böyle istatistiğe sahip bir oyuncuyu da Real Madrid’in forvetleri arasında gösteren en önemli istatistik sitelerinden olan webportalını garipsedim. (Bknz.) Her şey bir yana bu oyuncunun EURO 2008’de orta sahada oynadığının da mı farkında değiller ki zaman zaman Mehmet Topal gibi zorunluluktan defansta oynadığı da bilinen bir oyuncu. (Bknz 2.)
Milli Takım performansı ise kulüp kariyerine nazaran daha parlak bir görüntüye sahip denilebilir. 2004-2007 yılları arasında 21 yaşaltı takımında 15 maçta forma giyerek önemli bir rol üstlendi. 21 yaşaltı takımında hiç gol atamasa da oynadığı oyunla dikkatleri çekmeyi başardı. Getafe’deki parlak performansıyla da A takıma çağrılmaya başladı. İlk defa çağrıldığı İtalya maçı kadrosunda bulunmasına karşın, bu maçta forma giymedi. Forma giyip giymediği konusunda tam emin olamamakla beraber şampiyona öncesi Peru ve ABD hazırlık maçlarının kadrosunda bulundu. İsviçre ve Avusturya’daki şampiyonada İspanya’nın kadrosunda bulunan de la Red, Yunanistan karşısında Luis Aragones’in ilk 11’de tanıdığı şansı çok iyi değerlendirip, ilk resmi maçında çoğu kalecinin çıkaramayacağı ‘delici’ bir gol attı. Diğer maçlarda forma giymese de şampiyon olan takımın kadrosunda bulunarak kariyerinde önemli bir başarıya ulaştı.
Bu yazıyı yazmama sebep olan Valencia’yla oynanan Süper Kupa maçındaki golüyle aklımın bir köşesine yazdım bu adamı. Başlı başına inanılmaz bir maç olan karşılaşmada 9 kişi kalan Madrid ekibinin 3. golüne imza attı. İlk maçın 3-2’lik skor dezavantajını attığı golle 85. dakikada attığı golle avantaja çevirirken, rakibin moralini öyle yerle bir etti ki; moralman çöken rakip 88. dakikada 4. golü de yedi. 30-35 metre mesafeden attığı golle tekniğini, oyun görüşünü, kafası her zaman havada oynadığını ve her zaman golü düşündüğünü gösterdi de la Red. Real Madrid ligde sezona kötü başlarken Deportivo maçında veliahtı olacağını tahmin ettiğim ”Guti”nin -isim benzerliği tesadüf müdür? José Maria ‘Gutiérrez’ Hernández- yerine 81. dakikada girerek pek fazla varlık gösterememiş olsa da ileride kendisinden çok fazla söz ettireceğini düşünüyorum.