Etiketler | "Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı"

Delikanlı Kaleci Volkan


“Nasılı, masılı yok abi. Galatasaray golü attı. Herkes seyircisine koşuyor ve golün sevincini yaşıyordu. Ben de kaleden topu çıkarıyordum. Bir de baktım karşıma dikilmiş ve bana küfür savuruyor. Pis pis de gülerek tahrik ediyor. Ağır küfürler ediyor. Var mı böyle şey. Profesyonellik bir yere kadar. Ben ailem için varım. Adrenalinin yükseldiği dakikalar. Bir anda çıldırdım. Üzüntüden kahrolduğum anda, çileden çıkardı beni. Yaptıklarından dolayı asla pişman değilim. Bugün olsa yine aynısını yaparım. Türkiye’de örf ve adetlerimiz var. Deyin yerindeyse, bu hareket öldürme sebebidir. O yaptığı küfürler nedeniyle adam vurulur. Sıkıyorsa gelsin o küfürleri dışarıda yüzüme karşı söylesin. Sahada birşey yapamayacağımı çok iyi biliyor.

Bu sözler ulusal takımımızın kalecisine ait. Tamam, çok gergin bir maçtı. Son dakikada zorla atılan-yenen golle skor 2-1 olunca bir patlama yaşanması normaldir. Olması beklenen bir şey olsa da bu kavga, kesinlikle olması gereken değildi.

Maçtan sonra Volkan için yapılması gereken şey bence kadro dışı bırakılması iken, Fenerbahçe yönetimi ise “dışarıda dese öldürürdüm” mesajını veren futbolcusuna bir kuruş para cezası bile vermedi. Belli ki kulağını bile çekmemiş. Bir de PFDK’nın verdiği 6 maçlık ceza 4’e indirildi. Bu ne demektir; “Yaptın bi eşşeklik, suçlusun ama adam anana bacına küfretmiş kardeşim! Yerinde olsam ben de vururdum bi tane. O yüzden cezanı indirdik ağır tahrik var işin içinde. Delikanlı adammışsın be Volkan …..”

Fenerbahçe Yönetimi ve Federasyon’un bu tavrı göstermiştir kırmızı kartı Volkan’a, Çek Cumhuriyeti ve Hacettepe maçlarında. Çünkü iddialara göre Jan Koller de çok ağır sözler söylemişti Volkan’a. Volkan’ın da maşallahı varmış yabancı dilini çok geliştirmiş. Kim ne “küfür” ederse anlıyor. Acaba Türkiye hakkında sorular sorulsa güzel İngilizcesiyle anlatabilecek mi? Hacettepe maçında ne yaptı canım abartıyorsun diyenler olabilir. Ama Volkan kaçan penaltının ardından hakeme yönelip yine “bak işte penaltı değildi gördün mü yukarıda allah var” diyerek penaltı olmadığı konusunda itirazlarına devam etti. Hakeme itiraz kesinlikle sarı karttır. Bunu bilmiyorsa oynamasın.

Geçtiğimiz Şubat’ta oynanan Galatasaray maçından itibaren ben bu adamın Ulusal Takım kaleceliğini haketmediğini düşünüyorum söylüyorum. Zaten Çek maçında da ben bu kaleyi haketmiyorum Tuncay bile geçse olur demişti. Neyse ki son dakikada yemişti de kartı yine biz sırtını sıvazladık koskoca Koller’i de devirdin be koçum aslanım diyerek.

Kaleci Profili
Bir yanda Hamidou’nun yediği golden sonra yanına gidip onu teselli edip, maç sonu da bunlar futbolun içinde olan şeyler Hamidou’nun yerinde olmak istemezdim diyen Aykut… Bir yanda penaltı kurtarıp yarı finale çıkmaya hak kazanmasına karşın sevimek yerine ilk olarak Petric’in yanına yönelen Rüştü… Bir yanda da “pişman değilim bir daha olsa bir daha yaparım” diyen Volkan… Harbi adammışsın be Volkan!! Yine yaptın yapacağını…

Kategorisi GenelYorum (0)

Ya kaybetseydik?


İki teknik direktörün, “kazanan” Fatih Terim ile “kaybeden” Karel Brückner’in basın toplantıları aynı saatlerde yapıldı. Kazananın neyi bilmediği de işte burda belli oldu. (MedyaKronik)

Fatih Terim basını toplantıya, azarlamak için davet etmiş gibi görünüyordu. Geriden gelip, biraz da şansla, iki maç kazanmış olan tek takım olmanın gururuyla, “Mucizeler zaman alır” manşetini attı önce. Ardından da sanki bunu gerçekten bilinçli yapıyormuş gibi, “İşinizi biraz zora sokuyoruz, yazılarınızı son 15 dakika yırtmak zorunda kalıyorsunuz ” diyerek zaman zaman kendisini dinleyenlere “latifelerde” bulundu. Tavırları mesafeli, ama çoğu zaman soğuk ve sertti. Masaya yumruğunu vurarak koşuştu zaman zaman.

Acaba kaybetseydik böyle bir toplantı düzenleyecek miydi? Kazanırken bile bu tavrı sergileyen futbol adamı, turnuvaya veda toplantısında basına nasıl davranacaktı?

Aynı saatlerde, benzer bir toplantıda mikrofonların arkasına geçen Çek Teknik Direktör Karel Brückner’in, gülümser bir ifadeyle sarf ettiği sözlerine kulak verelim:

“Futbol çok güzel bir oyun ama insafsız. Acı veren yenilgiler ve harika zaferler birbirine aittir. Futbol bu iki şey olmadan yaşayamaz. Bu karmaşık durum, sadece bu oyuna özgü bir durum ve bu durumdan fazlasıyla mutluluk duyuyorum, çünkü insanların bu oyuna duygularını katabilmesinin tek yolu bu.”

Karel Brückner bu toplantıda, milli takımdaki görevini bıraktığını duyurdu. Basın mensupları teknik adamı, alkışlarla uğurladı. Bu alışılmadık uğurlamayı fazlasıyla hak ediyordu. Ümit milli seviyesinden başlayarak, tam 10 yıldır ulusal takımın başındaydı. “Çek ekolü”nü ayağa kaldırdı. 2004 Avrupa Şampiyonası’nın en iyi oynayan takımını yarattı ve kupanın şampiyonuna yenilerek elendi. Euro 2008 elemelerine, Almanya’nın bulunduğu grubun yenilgisiz birincisiydi ve bu takımı iki maçta da yenmeyi başardı.
Gelgelelim Fatih Terim “Kaybetseydik darağaçları kurulur, oyuncularımızla birlikte orada asılabilirdik” diyordu. Büyük ihtimalle tüm basın da buna hazırlanıyordu gerçekten. Ama kazandıktan sonra da eleştirilmek, gerekirse “darağacına asılabilmek”, o koltuğun ve futbolun bir gereği değil mi?

İki basın toplantısı bize iki teknik diretörün değil, iki anlayışın farkını öğretiyor. Kaybeden, futbolun güzel bir oyun olduğunu, kayıplar ve zaferlerin birbirine ait olup bu ikisi olmadan futboldan bahsedilemeyeceğini ve kaybetmenin de kazanmak kadar değerli olduğunu söylüyor. Kazanan, “Mucizeler zaman alır” diyor. Takımı 2-0 gerideyken rakibin direkten dönen topunu ya da dünyanın en formda kalecesi Cech’in elinden topu kaydırmasını kendi hakkımıymış görerek “mucizeci”liğe soyunuyor.

Bu ülkeye en büyük sevinçleri, ilkleri yaşatan Fatih Terim’dir kuşkusuz. Ben de bir “Fatih Terim’ciyim” diyebilirim rahatlıkla, çünkü onun sayesinde Avrupa Kupası mutluluğunu yaşayabilmiş bir taraftarım. Ama bu kadarı gerçekten çok fazla. Kazansa da çok itici. Bırak biz seni kahraman ilan edelim Fatih Hocam, zaten kahraman yaratmaya müsait bir ülkeyiz.

Futbol dünyası, iki teknik adamı ve iki basın toplantısını unutmayacaktır. Sarf edilen sözler, kariyerini daha büyük başarılarla donatmayı hedefleyen Fatih Terim’in CV’sinde
hiç de azımsanmayacak büyüklükte puntolarla yazılacak. Çek meslektaşı Karel Brückner’ın veda sözlerini ise, FIFA veya UEFA’nın hazırladığı bir kitabın önsözünde göreceğiz.

Kategorisi GenelYorum (0)


Takip et // Follow

Açık Radyo – Efektifpas

15 günde bir her pazartesi 19.30'da, 94.9 Açık Radyo'dayız. Duyurularımızı takip etmek için Twitter hesabımızı takip edebilirsiniz...

RadyoEfektifpas

Programlarımızın tüm podcast kayıtları online olarak bulunmasa da dinlemek isteyenler için bir kaç adet program mevcut

‘Salvador’ Guti

Johan Cruyff

Arşivler

Bülent Korkmaz – 3

Tottenham Hotspurs

Nazım Hikmet Ran

HaberVesaire Spor

Video Bug Report

Açılmayan bir video varsa resme tıkla, videonun linkini yolla Teşekkürler...

Facebook Hayran Sayfası

Eylül 2023
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930