Eklendigi tarih 18 Şubat 2009. Etiketler: artemiofranchi, Ayhan, Emre Aşık, Kewell, Lincoln, Meira, Morgan De Sanctis, Volkan Yaman
Kadroyu cebime gelen kısa mesajla öğrendim. Kaleci Morgan de Sanctis’ten sonra Barış’ı görünce direk 5. isme dikkat ettim. Volkan olsaydı şaşırırdım. Emre Aşık oldu daha çok şaşırdım. 3-4-3 bir kadro beklemiyordum açıkçası. Ancak hafta içi artemiofranchi Meira üzerine yazdığı yazıda portekizlinin üçlü defansta daha iyi performans gösterdiği yazıyordu. Bunu düşününce acaba diyorum Meira’nın defanstan topla iyi çıkışlarından mı yararlanmak istiyor Skibbe.
Topal orta sahada sol iç oynayarak Arda’nın çıkışlarında orayı kapatacak. Barış ise daha fazla geride kalacak anlaşılan. Ayhan da orta sahada sigorta görevinde… Maça hızlı başladık. Lincoln’dan harika bir topuk pası… Kewell’ın 90 dakika oynayacak olması şaşırtır. 60 dakika sonra oyundan çıkacak olması üzücü…
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 18 Şubat 2009. Etiketler: Antalyaspor, Benfica, Berlin, Bordeaux, Chamakh, Galatasaray, Gourcuff, Grenoble, kadıköy, Kayserispor, Laurent Blanc, Lille, Lincoln, marsilya, Michael Skibbe, Nice, UEFA Finali, UEFA Kupası
Cevaplanması o kadar basit bir soru değil. Ama bazen bu soruyu 95 kelimede cevaplandırıp bir tahmin yapmamız isteniyor. Ki bir çok parametrenin sonucu belirlediği futbol oyunu hakkında 95 kelimeyle maçı yorumlamak çok zor. Neyse ki gönlümüzce yazabileceğimiz -mahkemeler kapatmadıkça- böyle serbest kürsülerimiz mevcut.
Daha önce de belirttiğim gibi Bordeaux’nun şampiyonlar liginden gelmiş olması turun çoktan kaybedildiğinin bir göstergesi değil kesinlikle. Bir kere futbolun en basit gerçeğine göre maç oynanmadan kaybedilmez. (klişelerin hastasıyız) Bu yüzden bu akşam şanslar eşit diyebilirim. Fakat iki takımın formu da iyi değil. Bordeaux en son Marsilya’ya kaybetti ki bu da şampiyonluk yolunda aldığı en büyük darbeydi. Üstelik mağlubiyet de bir harakiri de söz konusu. (Golü Bordeaux’lu Chamakh kendi kalesine atmıştı) Ardından da Grenoble gibi vasat düzeydeki bir takıma puan kaybettiler kendi evlerinde. Marsilya maçından önce de Lille deplasmanında öne geçtikleri maçta 1-2 geriye düşüp, akşamki maçta da en büyük kozları olacak Gourcuff’un golü ile beraberliği yakaladılar. Ligin ilk yarısında Lille ile oynadıkları maçta yine öne geçen taraf olmalarına karşın maçta 2-1 yenik ayrılmışlardı. Ligin ilk yarısında Nice ile oynadıkları maçta da son 15 dakikada yedikleri iki golle maçtan yine bir puanla dönmüşlerdi. Haftasonu Grenoble ile oynadıkları maçta da 1-0 öne geçen taraf yine Bordeaux olmuştu. Ancak yine yine 15 dakika kala yedikleri golle bir puana razı olmak zorunda kaldılar. Bordeaux’nun bu yıl dikkat çeken ve yarım yamalak izlediğin maçı ise deplasmanda oynadıkları ve 3-0 geriye düşüp 4-3 kazandıkları Monaco maçı. Yamulmuyorsam da bu maç tam UEFA’da son 32 kuraları çekildikten sonra oynanmıştı ve Bordeaux korkuttu başlıkları ile kendine yer bulmuştu gazetelerde. Fakat bu maç aslında Galatasaray için bir umut ışığı. Çünkü burada önemli olan Bordeaux’nun maçı 3-0’dan gelip 4-3 kazanması değil önemli olan. önemli olan bu takımın Monaco gibi son yıllarda oldukça vasat olan bir takımdan 3 gol birden yiyebiliyor olmaları. Zaten kazanmaları gereken bir maçı geriden gelip kazanmış olmaları çok normal. Şampiyonluğun adaylarından biriler. Attıkları son iki gol de 88 ve 89’uncu dakikada ceza sahası içine gönderilen duran toplar sonrası gelen goller. Yani her takımın bulabilmesi mümkün türde olan goller. Burada irdelenmesi gereken şey bu takımın nasıl 3 gol yiyebildiği. Skibbe eğer bu maçı izlemişse Bordeaux’ya gol atmanın ne kadar kolay olduğunu çözmüştür. İleriye çıktıklarında defanslarında büyük boşluklar verdiklerini söylememiz mümkün ve savunma olarak da çok hamleli oynamıyorlar. Bu yüzden Lincoln, Kewell, Baros gibi oyuncular çok daha rahat oynayacaklardır.
Rakibi çok yerdik. Ama Galatasaray da gerçekten iyi bir durumda değil şu anda. Sarı – Kırmızılı takım ligde kötü bir performans sergiliyor ama rakip takımın teknik direktörü Laurent Blanc maç öncesi basın toplantısında “Benfica ve Berlin deplasmanlarında nasıl oynadıklarını biliyoruz” diyerek aslında Galatasaray’ın UEFA Kupası maçlarını dikkate aldığını bu yüzden de korkulacak bir takım olduğunu söylüyor. Evet Antalya’ya kaybettik, Kayseri maçında çok şanssız bir şekilde 3 puanı alamadık ancak bu takım UEFA’da farklı oynuyor. Benfica maçında rakibe bakınca Aimar, Nuno Gomes, Reyes göz korkutucu gol silahlarıydı fakat Galatasaray orada futbolun nası oynanacağını gösterdi. Attığımız gollerden belli! Tabi ki şans da bizim yanımızdaydı Benfica da oldukça gol kaçırmıştı. Berlin maçında ise yine atak nasıl yapılır bunun en iyi derslerini verdik. Fakat o maçta defans nasıl yapılmazın da örneklerini sergiledik. O 10 dakika benim için hiç geçmemişti.
Bu maç Skibbe’nin son şansı değil belki ama değerlendirmesi gereken en önemli şanslardan birisi. Bu akşamki maçtan olumsuz sonuçla dönülmesi halinde yönetimin -bence gereksiz olan- radikal kararlar alacağı çok açık. En azından Skibbe sene sonu gönderilme ihtimalinin farkında olacaktır.
Galatasaray’ı bu maçta bir adım öne çıkaran en önemli şey ise yine rakip takım teknik direktörünün açıklamaları: Geçen yılki maçta Galatasaray’ın üstüne gidince gol yemiştik, sonra da çok pozisyon vermiştik. Şimdi geçen yıldan daha güçlüler. Hücum yönü kuvvetli bir takım. Defansın arkasında Servet ve Meira iyi bir ikili. Arda’yı da çok beğeniyorum. Ayrıca Kewell oynayacak mı oynamayacak mı merak ediyorum. Bizim için Fransa Ligi şampiyonluğu öncelikli hedefimiz. Daha sonra Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı amaçlıyoruz. Şampiyonlar Ligi’ne katılmak, kulübe büyük bir ekonomik getiri demek. UEFA’da şampiyon bile olsanız kulübünüz iyi para kazanamaz. Öncelikle Fransa’da lig şampiyon olmak istiyoruz. UEFA’da da ilerleyebildiğimiz kadar ilerleyeceğiz…
Bu açıklamaları takımının üzerindeki UEFA Kupası baskısını azaltmak için söyleyebilir fakat farkında mısınız bilmem ama o baskıyı alırken lig mücadelesinde bir baskı yaratmış oluyor Blanc bu durumda. Yani aslında bir yerden feragat edebiliriz derken şampiyonluk yarışında yarattığı baskıyla da şampiyonluğu tehlikeye atıyor. Hangi akıllı adam bunu yapar ki? Rakibini yanılgıya düşürmek isteyen akılıı bir adam bunu yapabilir.
Blanc’ın ne kadar akıllı olduğunu bu akşam göreceğiz. Aynen Skibbe’nin de öyle. Ancak eğer Bordeaux gerçekten UEFA’dan bir beklentisi olmayan konumda ise, maddi gelirdense Kadıköy’de kupa kaldırmanın yaratacağı gururu yaşamak isteyen ve bu yüzden UEFA’da final oynamayı daha çok hedefleyen Galatasaray daha çok baskın olan taraf bu akşam. Kaybededebiliriz ancak Benfica ve Berlin maçlarındaki gibi oynarsak en azından tur için avantajlı bir skorla döneceğimizi düşünüyorum…
Kategorisi Genel