Yıldırım Demirören’in başkanlığı süresince Beşiktaş yönetiminin futbol takımıyla ilgili hemen her tasarrufu tartışma konusu oldu. Başkanın “Kulübün kapısından içeri adımını dahi atamaz” dediği Mustafa Denizli, aynı başkan tarafından sezon ortasında takımın başına getirildi. Denizli ise“sezon ortasında takım devralmama” prensibini “Beşiktaş’a çocukluk rüyamı gerçekleştirmek için geldim” diyerek bir kenara bıraktı.
Mustafa Denizli, şampiyonluk için mutlaka bir defansif ortasaha oyuncusu istiyordu. Denizli’nin listesinde yer alan Fabian Ernst’in Beşiktaş’a gelme ihtimali oldukça düşüktü. Çünkü Schalke 04 Kulübü’nün Başkanı Josef Schnusenberg sezon başında yaptığı açıklamada Kevin Kuranyi ve Fabian Ernst’i takımın vazgeçilmez oyuncuları görüyordu. Fakat transferin son gününde Beşiktaş yönetimi Alman 1. Ligi’nin (Bundesliga) en önemli takımlarında istikrarlı sezonlar geçiren Ernst’i 4,5 milyon avro karşılığında takıma kazandırdı. Pek çok Beşiktaşlı’ya göre takımda aynı pozisyonda oynayan futbolculardan farkı olmayan Ernst için ödenen bu miktar Demirören müsrifliği idi.
Alman oyuncu geldiğinden bu yana oynadığı dokuz karşılaşmadaki performansıyla Demirören’i – her bozuk saat günde iki kere doğru saati gösterir misali – haklı çıkardı. Sokaktan tribünlere kadar hemen her Beşiktaşlı, Ernst’in, 100. yıldaki (2002/03 sezonu) şampiyon kadronun kilit isimlerinden Federico Guinti’den sonra, takıma en çok katkıyı yapan ve en iyi defansif orta saha oyuncusu olduğunu düşünüyor. (Ernst’in bu kadar kısa sürede, çok farklı kesimlerden futbolseverlere aynı şeyi düşündürmesi, yıllardır özlenen bir futbolcuyla bir tutulması, futbolu izleyenlerle yönetenlerin yeşil sahaya ne kadar farklı pencerelerden baktığının bir göstergesi.)
Her maçta Ernst
Fabian Ernst futbola, doğduğu kentin takımı Hannover 96’nın alt yapısında başladı. Yeteneğiyle dikkat çekiyordu. A takımında oynayana dek 18 yaş altı takımlarında iyi bir jenerasyon yakalayan Hannover 96’nın önemli bir parçası haline gelmişti. Ernst’in genç takımlardaki arkadaşı Andre Basan, Ernst’in o dönemde de fizik gücünü ön planda tutan bir oyun tarzını benimsediğini söylüyor. “Yaşıtlarına göre daha yapılı olduğu için teknik direktörler onu her zaman defansta oynatırdı” diyor Basan. Defansif gücü, 1979 doğumlu Ersnt’in bugün de en büyük özelliği.
Hannover 96 forumundan ulaştığım Andre Basan, Fabian Ernst ile minik takımlarda oynadığı sırada çektirdiği fotoğrafları yayınlamamda sakınca bulmadı. Belki de Ernst’in bile hatırlayamadığı, elinde olmayan fotoğraflar burada. Ernst oturanlardan sağdaki. Arkadaşlarından Andre Basan ise ayakta en sağda duran ufaklık.
Fabian Ernst sol baştan ikinci sırada. Arkadaşı Andre Basan ise ayakta sol baştan birinci sırada.
Fabian Ernst’in (ayatkta sağdan ikinci) Hannover 96 takımıyla kazandığı ilk kupa belki de. Andre Basan oturanlar arasında soldan birinci.
(Bu fotoğraflar kaynak gösterilmeden kullanılamaz.)
Hannover 96 formasıyla Bundesliga’da mücadele ettiği iki yılda 54 maçta forma giydi Ernst. Ancak kulübü, ekonomik sıkıntılardan dolayı yetenekli oyuncularını Hamburg ve Stuttgart gibi önemli takımlara göndermek zorunda kaldı. Ernst’in yolu Hamburg ile kesişti.
Türkiye’ye ilk gelişi değil…
Almanya’nın köklü kulüplerinden biri olan Hamburg’da iki yıl boyunca top koşturan Ernst 48 maçta forma giyerek istikrarlı oyununu sürdürdü. Hamburg, onun da oynadığı ilk sezonu yedinci sırada tamamladı. 1999 yazında İntertoto Kupası’nda Trabzonspor’u 2-2 ve 4-1’lik skorlarla eleyen ekipte yer alıyordu. Kulüpteki ikinci sezonunda lig üçüncülüğü yaşadı ve sezon sonunda ulusal takıma çıkma başarısını göstereceği Werder Bremen’e geçti.
Kariyerinde büyük etkisi olduğunu söylediği Bremen teknik direktörü Thomas Schaaf ile beş yıl çalışan orta saha oyuncusu, 2004 yılında Bundesliga’daki ilk ve tek şampiyonluğunu yaşadı. O yıl takımdaki orta saha oyuncuları Johan Micoud, Tim Borowski, Christian Schulz, Frank Baumann arasında 34 maçta en çok forma giyen (33) oyuncuydu. (O sezon, 28 golle gol kralı olan eski Beşiktaşlı Ailton, bugün Bayern Münih forması giyen Tim Borowski ve şarkılarını severek dinlediğini söylediği “rapçi” Ümit Davala da Bremen’deydi.) Tarihinin en önemli kadrolarından birine sahip olan Bremen 2004/05 sezonunda, Şampiyonlar Ligi grup maçlarında fırtına gibi esti. Fakat aynı yıllarda Avrupa’da fırtına gibi esen Fransız Olympic Lyon’a Şampiyonlar Ligi ilk turunda, iki maçta toplam 10 gol yiyerek elendi.
Bundesliga şampiyonu
Sonraki sezon, bir önceki sezonun ikincisi Schalke 04’e transfer olan Ernst, Hamit Altıntop ve Galatasaray’ın şu andaki 10 numarası Cássio Lincoln ile takım arkadaşı oldu. Takımda bulunduğu 2005-2009 yılları arasında 220 maçta görev aldı. Ernst, Hannover altyapısından ve liseyi aynı okulda okuduğu Gerald Asamoah ile takımını hep ilk dört içinde tuttu ve Schalke’nin bu süreçte her sezon Avrupa kupalarında oynamasına büyük katkısı oldu. Schalke’nin şampiyonluğu kaçırdığı 2006/07 sezonunda sakatlığından dolayı 26 karşılaşmada oynayabildi. Kariyerindeki ilk kırmızı kartını içinde bulunduğumuz 2008/09 sezonunun başında oynanan ve Almanya’nın en önemli derbilerinden, Ruhr bölgesinin iki takımı, Schalke 04 ve Borussia Dortmund’un karşılaştığı derbide gördü. Schalke 04’ün 3-0 önde götürdüğü maçta takımını Christian Pander ile kırmızı kart görerek dokuz kişi bırakan Ernst, karşılaşmanın 3-3 sona ermesinde en büyük etkenlerdendi.
Schalke 04 takımıyla bu sezon 24 maça çıkan Ernst bu maçların 11’inde 90 dakika boyunca sahadaydı. Üç kulvarda mücadele eden takımın teknik patronu Fred Rutten, orta saha oyunculardan verim alabilmek için rotasyona gidiyordu. Bu nedenle Ernst’i, 13 maçta ise sonradan oyuna soktu.
“Almanya’da doğdu, Beşiktaşlı oldu”
Orlando Engelaar, Jermaine Jones, Levan Kobiashvili, Heiko Westermann gibi güçlü orta saha oyuncularına sahip Schalke, sezon ortasında Edouard Cisse’nin yanına onu destekleyebilecek bir orta saha oyuncusu arayan Beşiktaş’tan gelen cazip teklifi reddemedi. Kariyerinde yeni bir ülkeye gitmeye ihtiyacı olduğunu ve bu tercihini de Türkiye’den yana yapmaktan çok mutluluk duyduğunu belirten Ernst, Beşiktaş’a geldiğinden bu yana oyunuyla takıma çok büyük bir katkı yaptı. Beşiktaş, Ernst’in oynadığı dokuz maçın hiçbirini kaybetmedi. Beşiktaş formasıyla ilk golünü, sahada basmadık yer bırakmadığı Gençlerbirliği maçında attı. Golden sonra da taraftaları havaya sokmak için sahanın ortasında ellerini havaya kaldırıp vücut hareketleri ve mimikleriyle tribündekileri ateşlemesi de onlarla ne kadar bütünleştiğinin bir göstergesiydi.
Ligin ikinci yarısındaki şampiyonluğun belki de en önemli adayı haline gelen Beşiktaş’ın orta sahasındaki boşluğun, Fabian Ernst’in tarafından doldurduğu açıkça görülüyor. Oyun yapısıyla yıllardır özlenen Guinti’nin, disiplinle anılan bir ekolden gelse de tribüne oynayan tavırlarıyla Daniel Amokachi ve Pascal Nouma’nın veliahtı, iki yıl süren kontratı boyunca Alman futbolcu Ernst olacak.(Habervesaire)