Bir Galatsaraylı olarak, takımımda görmek istediğim ne kadar yerli futbolcu varsa Fenerbahçe’ye, Beşiktaş’a gittiler. Mehmet Topuz değil belki ama Özer Hurmacı’yı inanılmaz istiyordum. Hatta Mehmet Topal gidecekse, Özer gelsindi takıma. Zira Özer, Topal’ın hem defansif hem de ofansif yeteneklerinden bir kademe daha iyi bir oyuncu bence. Neyse gitti Fener’e ya da paraya bilemeyiz o kadarını. Benim için artık önemli olan Ulusal Takım’ın aldığı başarıları olduğundan bu transferin bir şekilde ve illa ki Ay-Yıldızlı formaya olumlu etki edeceğini düşünüyorum. Aynı dileklerim Bekir İrtegün için de geçerli.
Beşiktaş da İsmail Köybaşı’nı kadrosuna kattı. Hiç izlemediğim ama Uğur Meleke tarafından çok methedilen Karşıyaka’lı sağ bek Rıdvan’ın da eli kulağında anlaşılana göre. Fakat bu transferde çok büyük bir zaaf var bence.
Forvet enflasyonu
Beşiktaş’ın alternatifi en az olan bölgesi defans hatta stoper bölümü iken, İsmail’in transferinde Zapotocny’yi ve tam anlamıyla takımdaki tek sağ bek olan Serdar Kurtuluş’u takas olarak kullandılar. Bu nasıl bir düşünce ben anlam veremedim. Beşiktaş’ın elinde şu anda defansta kullanabileceği İbrahim Toraman, Sivok, Ekrem Dağ, İbrahim Üzülmez ve İsmail Köybaşı var. Ve gelecek yıl direk katılacakları Şampiyonlar Ligi’nde Türkiye’yi temsil edecekler. Geçen yıl aynı hataya Fenerbahçe düştü. Roberto Carlos’u aldı,başka sol beki yoktu. (Vederson ve Uğur Boral ne kadar sol bekse!) Sağ bekte da sadece Gökhan Gönül vardı. (Önder ve Ali Bilgin’in asıl mevkisinin sağ bek olmadığından hepimiz hemfikirizdir.) Lugano ve Edu ligin en stoper ikililerindendi buna şüphe yok. Ama o ikilinin bozulduğu maçlarda Fenerbahçe defansı ne hallere geldi bunu da gördük. Beşiktaş böyle yapmaya devam ederse gelecek yıl geçen yıl Fenerbahçe’nin düştüğü duruma düşebilir. Çok tehlikeli işler yapıyor Beşiktaş. Transfer dedikodularında bile defans oyuncusu ismi göremiyorum ben. İnatla forvet peşindeler yazılana göre. John Utaka gelecekmiş güya… Gelsin eywallah ama Bobo, Holosko, Nobre, Batuhan ve Nihat enflasyonunda ne zaman forma şansı bulacak?
Beşiktaş’ın son bombası da Nihat. Gerçekten başarılı bir transfer. Şu anda Ulusal Takım’ın ihtiyacı olan Nihat’ın da Beşiktaş’a ihtiyacı vardı. Geçen yılı neredeyse forma giyemeden geçiren Nihat Ulusal maçlarda da kayıptı. Bunun sebebi ise maç eksiği idi elbette. Beşiktaş’ta bu açığını çok rahat kapatabilecektir. Çünkü yeri garantiden de öte gibi bir şey. İleri üçlü olacaksa takımın forvet hattı, ben o forvet hattından korkarım. Bobo,Nihat,Holosko,(Tello) üçlüsünden korkarım. Hız ve teknik açısından korkarım.
Bu transferde Nihat için çıtayı düşürdüğü yorumu yapılıyor. Bu kısmen doğru olabilir. Çünkü ligimizin kalitesi Kaka ve C.Ronaldo transferlerinden sonra La Liga’nın kalitesinin yanına yaklaşamaz. Ancak takımlar yaptıkları yabancı transferlerle çıtayı yükseltmiyorlar mı? Kewell, Baros, Güiza, Ernst vs… Bunun dışında Villareal gelecek yıl Avrupa Ligi’nde mücadele edecekken, Şampiyonlar Ligi’nde en az 6 maç oynaması şimdiden garanti olan bir takıma transfer olmak ne kadar çıtayı düşürmek olabilir? Gelecek yıl Beşiktaş’ta iyi bir sezon geçirirse Nihat iyi bir teklif gelirse tekrar avrupaya neden dönemesin? (Bknz. Anelka- aa ama o Anelka demeyin. O Anelka’ysa bu da Nihat.) Nihat’ın maçlarda 89. dakikalarda rakip takımın defansının üzerinde farklı bir psikolojik baskı yaratacağını da unutmamak gerek. (Bknz. Euro 2008 Çek Cumhuriyeti maçı)
Transfersiz de yeterli
Galatasaray ise transferde şimdilik yine en sessizi gibi görünüyor. Fakat bunun sebebi ise gerekli yerlere öz transferler yapılıyor olması. Leo Franco aylar öncesinden gideceği belli olan Morgan De Sanctis’in yerine aylar öncesinden transfer edildi. Gidişi bir muallakta kalan Servet’in yerine ise ‘yerli’ olarak en isabetli transferlerden biri yapıldı. Mustafa Sarp transferine olumlu bakmasam bile orta sahaya yıldırıcı bir futbolcunun katılması gerekliydi. Bu tercihini de Mustafa’dan yöne yaptı yönetim. Şimdi bize bir forvet, bir de sağlam bir defans gerek. Daha gerek olduğunu da zannetmiyorum. Çünkü defansa bakıyorum şu haliyle EURO 2008’de mücadele eden Ulusal Takım’ın defansı bizde. Alternatif olarak Serkan Kurtuluş,Semih Kaya,Uğur Uçar ve Volkan Yaman var. Orta sahada EURO 2008’deki Almanya maçının yıldızları Ayhan ve Mehmet Topal var. Yanında Barış, Mehmet Güven, Mustafa. Albert Roca tedavi edebilecekse bir de Linderoth var! Üstelik henüz 30 yaşında. Forvette Arda, Kewell, Baros, Nonda yeri kesin olan ve kendini kanıtlamış isimler. Ayrıca gerçekten iyi yoğrulursa çok önemli yıldızlar olacak Aydın, Yaser, Özgürcan, Alpaslan Erdem alternatif olarak takımda… Bu takımın transfere ihtiyacı yok ki zaten. Her bölgeye en az iki oyuncusu bulunuyor. Sadece avrupa ligi için isim yapmış, kaliteli bir defans ve forvet gerek. Ve eğer bunlardan başka biri gelecekse de birinin gitmesi gerek takımı şişirmeye gerek yok… Bu konuda da Lucas Neill ve Ryan Babel ile girşimlerimizin gerçek olduğunu Milliyet Gazetesi Galatasaray Muhabiri Nevzat Dindar’dan öğrendim. Ama ikimizin de ortak görüşü aynı geçen yıl olduğu gibi yönetimin transferde herkesi ters köşeye yatıracak olduğu. Bu gece saat ikide Galatasaray’ın anasayfasında duymadığımız “X yıldız futbolcuyla 3 yıllık anlaşma sağladık.” Diye bir açıklama yayınlanırsa şaşmam, şaşırmam, şaşırmayın…
Verimli transfer yapmak gerek
Sarı-Kırmızılı takımın en büyük rakipleri heyecan veren transferlere imza atarken farkında olmadan çok büyük hatalar yapmaya da devam ediyorlar. Fenerbahçe üç stoperi (Lugano, Yasin, Can) ile yollarını ayırırken, yerini sadece Bilica ve Bekir ile doldurdu. Geçen yılda yaşananlardan ders almadıklarını kanıtlayan bir diğer gösterge ise Emre,Deniz, Selçuk, Mehmet Topuz, Özer gibi çift yönlü orta saha oyuncuları bulunurken aslında güçlendirmeleri gereken defans hattının yerine hala bu mevkiye adam arıyor olmalarıdır. Beşiktaş’ın da Fenerbahçe’den farkı yok. Ellerinde sadece İbrahim Toraman, Sivok, Ekrem, İbrahim Üzülmez ve İsmail Köybaşı kalmışken, orta sahada sadece Uğur ve Ernst kalmışken hala 4 alternatifli bölgesi forvete transfer yapıyorlar (Nihat), yapmaya çalışıyorlar. Bu yazıyı yazarken de Saha, Pavlyuchenko ve Yossi Benayoun’u kadrolarına katmak istedikleri dedikoduları çıktı. Galatasaray’ın transfer yolunda yapmaya çalıştıkları ise daha doğru duruy
or. Transferin aslında gereken mevkiye, gereksiz para harcamadan yapılması gerektiğini ispatlar nitelikte adımlar atıyorlar. Transferin bir inat işi olmadığını, açık arttırma usûlü fiyatı katlamadan, ülkü ocağı başkanlarını, milletvekillerini araya sokamadan, futbolcuyu otellerde, kahvehanelerde hapsetmeden, geceyarısı operasyonlarıyla kaçırmadan da yapılabileceğini kanıtlıyorlar. Transferin ismini değil cismini ön planda tutarak gelecek sezon daha verimli adımlar atarak kadrolarını güçlendiriyorlar. En azından benim için ‘verimli’ yöntem olduğunu söyleyebileceğim transfer politikasının ne kadar doğru olduğunu da ancak gelecek sezon için takımların alacağı başarılarla ölçebileceğiz.