Eklendigi tarih 12 Ağustos 2009. Etiketler: Adnan Polat, Aziz Yıldırım, baklava, Galatasaray, yıldırım demirören
Sabah’ın ilk ışıkları değil belki ama öğrenci bir kişi olarak saat 9.30’da işte olmak sabahın ilk saatleri demektir. Kalkıp geldik işe. Gazetleri okudum bir bir. Sonra sıra ajans takibine geldi. Klasik rutinler bunlar. Ntvspor’da başlayan Fuat Akdağ ve Mehmet Demirkol’un 11.30-12.30 arasında yaptığı “gülmenin yasak olduğu” Spor Servisi programı da artık bir rutin olarak yerini aldığından onu da açtık izliyoruz. Fuat Akdağ arada bir laf etti ki şaştım gerçekten. Adnan Polat’a yeni uygulamasından dolayı teşekkürlerini sunuyordu. Sezon başı ve ortası kamplarda çok klişe bir durum olan taraftar-basın-baklava-futbolcu ilişkisi tersine dönmüştü. Bu sefer ilişkinin sıralaması Galatasaray Yönetimi-baklava-basın olarak yer değiştirmişti. Öğle saatlerine doğru İmam Çağdaş imzalı baklavalar bizim servise de ulaşmıştı. Yemeğin üzerine gelen baklavalar ilaç gibi gelmişti. Adnan Polat’ın yaptığı bu uygulamayı nefis “tatlı” buldum. İnanılmaz bir hareket. Kulübü herkesten büyük görüp, ego şişirmektense, birliktelik ve hiyerarşiyi ortadan kaldıran bir mesaj veriyordu. Belki de transferlerin hiçbirini tutturamayan basın mensuplarına “siz bizim transferleri konuşmayın. buyrun tatlımızdan alın üstüne de soğuk bir su için.” demeye getirmek istedi. Bilemeyiz. =) Darısı Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören başta olmak üzere diğer kulüp başkanlarımızın başına…
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 12 Ağustos 2009. Etiketler: Fenerbahce, Ntvspor, özer hurmacı
İlk gördüğümde çok güldüm. Ne yani, “deliyim gözü kara deliyim yakarım Roma’yı da yakarım ben…” mi demek istiyor dedim Özer. Ama bence harbiden delice bir açıklama. Ya da bunlar basının çarptırmaları da diyebiliriz. Çünkü Özer’in demek istediği aslında çok açık. Haberi okuyunca da bu çok rahat anlaşılıyor. “Öncelikle hafif bir korku oluyor insanın içinde. Tekrarlar mı korkusu veya ikili mücadelelerde doğal olarak bir korku var ve kontrollü oynuyorsunuz” diyor Özer mikrofonlara ya da ses kayıt cihazlarına ama şu cümlesi beni derinden “yaraladı” hakkaten.
Özer Hurmacı: Fiziksel olarak bir sakatlığım kalmadı. Şimdi sadece psikolojik olarak bir küçük sakatlığım var. Nasıl yani?
Ne yazık ki, çok sevdiğim, Fenerbahçe’nin transfer etmesine en çok üzüldüğüm, oyununu çok beğendim bir oyuncunun böyle bir açıklama yapması beni kendisinden soğuttu valla… En azından klişe bir yorum çıkmamış kendisinden, farklı demeçler verme çabasından dolayı kendisini tebrik eder ivedilikle yeşil sahalarda görmek isteriz.
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 12 Ağustos 2009. Etiketler: insidefutbol, turkish super league
published @ insidefutbol on 07/08/2009
Super Lig was one of the most exciting for many years, partly because of its unpredictability. For large parts of the campaign it really did seem as if Sivasspor would claim the title and break the monopoly of the big Istanbul clubs. If that had happened it would have been an earth shattering event for the Turkish game. In the end Besiktas came through to take the title, but the pain for Istanbul was still evident as Galatasaray and Fenerbahce both did appallingly.
Both Galatasaray and Fenerbahce have new coaches and have invested in talent once again to try to ensure last season does not repeat itself. There is also quality further down the league and no-one can take anything for granted. It looks like the excitement will continue!
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 12 Ağustos 2009. Etiketler: Bülent Korkmaz, Halı Saha
Bir zamanlar fırtınalar estirirdik. Eskisi gibi değiliz şimdi değiştik. Kumarım yoktur, kavga etmem. Her gece barlara gitmeeeeem… Ne bileyim ben, ah ne bileyim been…
Uzun zamandır yazamadığım gibi uzun zamandır sürekli halı saha maçı da yapamıyordum. Ki bu benim gelecekte hiç düşmek istemeyeceğim bir durumdu. Daha ortaokuldayken bizden önce maç yapan ya da bizden sonra sahaya çıkacak amcaların-abilerin “bizden geçmiş” lafını duyardım ve böyle olmak istemediğimden bahsederdim kendime. Çok şükür onlar kadar olmadım henüz. Benden geçmedi ama evet bir zamanlar fırtınalar estirirdik. 2 yıl boyunca hiç yenilmediğimiz dönemleri hatırlarım ama kadromuzdaki uyum ve fışkıran yetenek üst düzeydeydi. Türk futbolu bu jenerasyonu kaçırdığına yanmalı. O halı sahalardan daha çok Tuncay Şanlı çıkar, çıkacaktır ama arayıp, bulmak isteyene…
Efendim dünkü maça gelelim. Bloguma adını veren Bülent Korkmaz (3)hayranlığım, beni defansın göbeğini savunmaya yönlendirdi. Tabi ki bu bölgede oynama sebebim sadece bu değil. Geriden dikine oyun kurmayı pek severim, ayrıca çok da iyi çalım atabilen biri değilim. Benim yeteneklerim takım oyununun olduğu yerde geçiyor yani. Takımdaşlarımı geriden konuşup takım oyununa yönlendirerek hem kendim hem de takım olarak daha verimli oyun oynayabiliyoruz. Benim zaten futbol anlayışım da bu şekilde olduğu için oynadığım pozisyondan memnunum. Neyse daha fazla kendimi övüyormuş gibi gösterip canınızı sıkmayayım. Sadece neden defansta oynadığımdan bahsetmek istemiştim…
Okiyim ya iyiymiş…
Kategorisi Genel