Manşetimiz bu. Skorlara bakınca bu çıkarıma varmak kolay. İkinci Tobol maçından sonra maç kaybetmedik. Ve en az 3 gol attık hepsinde. Ligdeki son iki maç ise 4-1’le bitti. Bundan sonraki maçların da 4-1’le bitmesi beni kesinlikle şaşırtmayacak. Kimseyi de şaşırtmasın.
Maç boyunca gözlerimi Keita’ya dikmedim. Ama bu adam Ribery’den sonra tüm tribünleri heyecanlandıran bir isim oldu. Bu açından işte tam isabet bir transfer oldu. Tallinn maçından önce de sonra da dediğim gibi; DEVAM KEİTA!Elano’nun golünü anı anına yakalayamadım. Şaşkın bir ‘Gol’ sesine irkilip ekrana yöneldiğimde Elano da şaşkın bir ifadeyle seviniyordu. Arda’ya sarıldı hemen. Kaptan’ın takıma yeni katılanları böyle sarıp sarmalaması çok iyi. Rijkaard’ın maç sonrasında çok gollü galibiyetlerin sırrı olarak verdiği takım ruhunun üst seviyede olmasında önemli bir payı var bu tavrın. Kocakafa’ya yakıştı kaptanlık. Ama Elano’nun attığı golden sonraki yüz ifadesinde, büyük bir hayalde yaşayan küçük bir çocuğun çılgınlar gibi eğlenme arzusunu gördüm. Fakat sanki kaptanlığın getirdiği ağırlık buna engel olur gibiydi. Takma Arda bunları, katıla katıla gülmek, eğlenmek… Gönlünce sevin, rahat ol yaaa… Bu arada Elano da formanın ve numaranın hakkını layıkıyla vereceğe benziyor.
Şimdi golleri falan tekrardan izliyorum da, son golde Arda elini kaldırıp topu istemiş, Servet’te bi güzel topu atmış. Arda çalımı atmış, Baros ayağına topu bırakmış, top ağlarla buluşmuş. Bir maç böyle bitmiş. Ama bu maçın ardınan sahada kendini geliştiren bir Mustafa Sarp benim gözüme girme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Fakat asla Mehmet Topal’ın yerini alamayacak. Alması için en az Mehmet Topal kadar dikine oyun oynamayı becerebilmeli. Çok koşup çok güzel top kapıyor. Ama oyunu dikine oynamak konusunda kat edeceği çok yol var futbol hayatının son baharında. Zira kendisi gelecek kasım ayında 30’unu dolduracak.
not: Kayserispor’da Makukula -CocaCola gibi ismi var- ne kadar tehlikeli bir futbolcu olduğunu kanıtladı her iki kale için de…
“Galatasaray haftalardır zayıf takımlarla oynuyor o yüzden de ne kadar iyi ya da kötü oynadıklarını anlayamıyoruz” konuşursak erken yorum yapmış oluruz diyorlar. G.Antep de mi zayıftı, Kayseri de mi zayıftı demek istiyorum? İki maçta da rakibi abluka altına alıp ilk yarılarda skor bulmuş. İki maçın da ilk yarısını önde bitirmiş. Erken bulduğu goller ve baskılı futbol bu takımın taktiği. Ve bu taktiğini de geçen yılın 7. ve 8.’sine uygulayarak boll gollü galibiyetler aldı. G.Saray geçen yıl Kayseri deplasmanından 0-0, G.Antep deplasmanından da 1-0’la zor dönmüştü. Bu iki takımın da kemik oyuncuları bu yıl da kadrodayken nasıl oldu da ligin zayıfları arasında gösterilirler? Galatasaray’ın mükemmele yakın bir futbol oynadığını ve kendi oyununu rakibe çok kolay kabul ettirebildiğini görün artık lütfen. Bunu algılayabilmek için zorlu rakiplerle oynamamızı bekliyorsanız, Avrupa’da bir kupa kaldırmamızı istiyorsanız Mayıs sonu görüşürüz.
Saygılar bizden Elano!