Evet uzun süredir yazmıyorum bloguma. Son iki günde bu 9’uncu yazım oluyor galiba. Neyse umarım bu tempoda devam edebilirim bir süre daha… =) Yazın hem basketbol hem de gutbol milli takımlarımızın önemli maçları olmuştu. Basketboldakiler elbette daha önemli idi. Sonuçta dünyanın ikinci en iyi milli takımı olduk. Dikkat çekeceğim kısım ise daha farklı.
Arda, Galatasaray’ın kaptanı, milli takımda da kaptan adaylarından. Hidayet de basketbol milli takımının kaptanı. Arda, Belçika maçında gol attıktan sonra Başbakan Recep Bey ile canlı canlı konuşma imkanına sahip olmuştu. Belçika’ya karşı çarptıra, çurptura atabilmişti golünü. Tayyip Amca da “Ne yaptın ettin attın golü Arda” demişti, genç oyuncuya Arda da gülerek, “Sizden öğrendik Başkanım” şeklinde cevaplamıştı. Arda burada Erdoğan’ın futbolculuğuna mı gönderme yaptı, yoksa siyasi hamlelerine mi bilemiyoruz. O kısmı Arda’da saklı.
Benzer bir rahatlıktaki cevabı da Hidayet verdi Başbakan’a. Aslında cevap da değil tam dilek diyelim. Baya bir ciddi bir oturumda takım elbiseli basketbol milli takımının kaptanı sıkıcı akan konuşmasının sonunu, “Maddiyat bizim için önemli değil demiştik ama yine de desteklerinizi bekliyoruz” şeklindeki sözleri tüm toplantıyı rahatlatmıştı. Verilen ödül parası ayrıca bir tartışma elbette.
Varacağım nokta şu ki; Başbakanlık koltuğunda oturan kişi de en nihayetinde Recep Bey’dir, mahallelisi için Tayyip Erdoğan’dır, kahveden arkadaşları için “lan teyyare”dir (hani arkadaşları arasında bir espri varsa uzun boyu nedeniyle adına benzeyen ve uçak anlamına gelen teyyare diye seslenilebilemez mi?) Onunla böyle rahat konuşmak için Arda Turan ya da Hidayet Türkoğlu olmaya gerek yok. Karşısına çıkı rahatça dile getirmek lazım ne diyeceksek. Arda Turan’da, Hidayet de ne nihayetinde mahallesinin küçük veletidir. Onların rahatlığı bize bunu hatırlatsın…