13 Mayıs 2013’te 94.9 Açık Radyo’da yayınlanan Efektifpas programının tam metni aşağıdadır.
Programın kaydını ise hemen aşağıdan dinleyebilirsiniz.
Hepinize iyi akşamlar Açık Radyo dinleyicileri. Açık Dergi’nin spor köşesi Efektifpas’a hoş geldiniz.
Bu programda sizlere her zaman sporun güzel yönlerini aktarmaya çalıştık çabaladık. Kötü bulduğumuz yönlerini eleştirdik, değişmesi gereken yönlerini sürekli dile getirdik, kimi zaman da dilimiz döndüğünce çözüm önerileri ürettik, sunduk. Bugün hepsinin tükendiği noktaya bir kez daha geldik.
Bugünkü programa hazırlanma aşamasında program arkadaşım Utku’yla gündem hazırlarken programımızın isim babası, dünya futboluna yön veren ve Manchester United’daki 27, toplamda ise 39 yıllık teknik direktörlük kariyerine son veren Alex Ferguson’a methiyeler hazırlamıştık. Türkiye Futbol tarihinin en önemli maçlarının oynandığı, futbol tarihinde adı, Mithatpaşa, Şeref Bey ya da İnönü Stadı olarak geçen mabeddeki anıları canlandırmak istemiştik. Ekonomik krizdeki Olympiakos Basketbol takımının üst üste 2. Euroleague zaferini şereflendirmek, Bursaspor’un bu hafta içi vefat eden efsane Başkanı İbrahim Yazıcı’ya saygı duruşunda bulunamak istemiştik. En çok da bizde olmayan bir kültür örneğini sergileyen Süper Lig’e çıkmayı garantilemiş Çaykur Rizespor’u alkışlayan 1461 Trabzonspor oyuncularını, yine aynı ligi şampiyon bitiren Kayseri Erciyesspor oyuncularını alkışlayan Şanlıurfaspor oyuncularını övmek arzusundaydık.
Ancak Cumartesi günü Reyhanlı’da yaşanan patlama, ardından her ay en az 2 kez gittikleri ve her gün önünden geçtikleri stadyumlarına veda etmek üzere Beşiktaş Çarşı’da bir araya gelmiş taraftarlara uygulanan polis şiddeti, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesinde mecidiyeköy metrobüs durağında Fenerbahçe forması giydiği için dövülen, atkısı alınan arkadaşıma yapılanlar, Kadıköy’de oynanan maçta futbolun önüne geçen centilmenlik dışı davranışlar, maç içinde tribünde yaşanan ırkçılık, maç sonrası metrobüs durağında Galatasaray formalıların Fenerbahçe formalı Burak Yıldırım’ı öldürmesi, maç sonrası Kadıköy’de kalp krizine yenik düşen 41 yaşındaki Fenerbahçe taraftarı Hamza Atıcı’nın ölümü, Ptt 1. Lig’de küme düşen Göztepe’nin maçının ardından tribünlerde çıkan olaylar, yaralananlar, baygınlık geçirenler, sonrasında ise kulüp binasına saldıranlar… Bu yaşananlar konuşmak istediğimiz sporun tüm güzelliklerinin önüne geçtiler. Ne ilktiler, ne de son.
“Bir cinayeti bütün ayrıntılarıyla izledikten sonra yaşamınız eskisi gibi kalamaz. Hele bu cinayet bir futbol karşılaşmasının sonrasında gerçekleşmişse, siz farkına varmasanız da, futbol tutkunuz bu başkalaşmadan payını fazlasıyla alır. Bir kaç adım ötenizde, bir kaç dakikada olup biten dehşetengiz bir şiddet gösterisi, insanlığınızdan utandırır. Duyduğunuz çaresizlik tüm kâinatı sarsacak derecede uçsuzdur.”
1991 yılının Aralık Ayı’nda Beşiktaşlı mühendis Oktay Akdemir’in bir grup Galatasaraylı tarafından maç çıkışı öldürülmesi sonrası, olayın tek tanığı yazar Barış Tut, bu sözlerle anlatıyordu hissettiklerini. Maç çıkışı çatışmak için anlaşan iki takım taraftarından habersiz Şişli’de otobüs bekleyen Mühendis Oktay, öldürüldüğünde 30 yaşındaydı.
2004 yılında bir lise öğrencisi takımını izlemeye, İnönü Stadı’na gelmişti. Tribünde çıkan anlaşmazlık sonrası bıçaklanan Cihat Aktaş, hayata gözlerini yumduğunda 16 yaşındaydı.
2013 yılındaysa sonucu önemsiz bir Galatasaray-Fenerbahçe maçında Burak Yıldırım isimli genç, son kurban oldu. Suçu, ötekilerden farklı renklere gönül vermesiydi.
Fanatikler, futbol kulüplerinin kendileri için var olduğunu, mücadele ettiğini zanneder. Bunun bilincindeki futbol fanatiği, sevdiği renkler uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Ancak sevilen takımın, taraftarını her şeyin önüne koyması komple bir yalandır. Yayın ve reklam gelirleri, kombine bilet fiyatları, bahis rakamları bir futbol taraftarından daha çok şey anlatır futbol kulüplerine. Tepedekiler kendi çıkarları için kitleleri yönlendirmeye, onları yalancı sevdalarla avutmaya devam ettiği sürece, tribün terörü her renkten atkıya kan bulaştırmaya devam edecek.
Daha önce olduğu gibi bugün de yaşanan şiddet olayları bir kaç kendini bilmeze indirgenecek ve o kendini bilmezler yakalanınca da uygulanmadığına bir çok kez şahit olduğumuz sporda şiddeti ve düzensizliği önleme yasası uygulanmış gibi gösterilecek. Kulüpler baş sağlığı metinleri yayınladıktan sonra seneye, yine ilk fırsatta, kendi benliklerinin esas nedeni olan şiddetin varlığını sürdürülebilir kılmak için popülist açıklamalar yapmaya devam edecekler.
Burak Yıldırım’ın ve Burak Yıldırım gibi bir hiç yolunda canını verenlerin ölümünden Başbakan, İç İşleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İl Spor Müdürlükleri, Emniyet Müdürlükleri, Türkiye Futbol Federasyonu, Tüm Spor Kulüplerinin Yönetim Kurulları’nı sorumlu tutuyoruz. Bulundukları makamlarda servetlerine servet katmak için değil sorumlu oldukları alanları düzenlemek için oturduklarını hatırlatıyoruz.
Bugünkü programımız, endüstriyel futbolun çarkında can vermiş ve can vermeye devam edecek 19 yaşındaki Burak ve Burak’lara ithaf edilmiştir.
Bu hafta anneler günüydü. Spor sahalarında anneler günü vesilesiyle yapılmış güzel jestler vardı. Bunları da dile getirmek istemiştik. Bu güzelliklere pek vakit ayıramasak da annelerimize tüm sevgi ve saygılarımızı göndermemize engel değil bu yaşananlar. Tüm Annelerin anneler gününü, en çok da ölümleri devlet tarafından gizlenen evlatlarının cansız da olsa bedenini 424 haftadır Galatasaray Meydanı’nda bekleyen Cumartesi Anneleri’nin Anneler gününü kutluyoruz.
Efektifpas
Volkan Ağır & Utku Gökerküçük