Almanya Milli Takımı, F Grubu’nda Güney Kore ile oldukça kritik bir maça çıkacak. İlk iki maç boyunca pek de sağlam bir performans sergilemeyen Almanya’da eleştirilerin hedefinde Mesut Özil var. Taraftarlar Mesut’un performansı hakkında ne düşünüyor? Ve acaba Almanya Güney Kore karşısında son finalist Arjantin gibi elenmenin eşiğinden dönebilecek mi?
DUVAR – Almanya, son şampiyon olarak geldiği Rusya’daki Dünya Kupası’na bir hayli kötü başladı. Gerçi Meksika gibi dişli bir takıma karşı yenilmek fazla şaşırtıcı olmamalıydı. Ancak son dakikalarda Manuel Neuer’in gol aramak için ileri çıkma çaresizliği, Almanya’nın içinde bulunduğu durumu anlatmaya yeter sanırım. İsveç karşısında da zorlanmaları kadar doğal bir şey olmamalı. İtalya’yı savunma yaparak elemiş olmaları güçlerinin göstergesi. Şaşırtan şey ise Almanya’nın kale önünde tehlike üretemiyor oluşuydu. Çok zor gol bulmaları bir problemdi.
Almanya gruplardaki son maçlar öncesi elenme tehlikesiyle karşı karşıya. Grupta 3 puandalar. Güney Kore’nin bile gruptan çıkma şansının olduğunu düşünürsek aslında şansları o kadar da kolay olmayacak Güney Kore’ye karşı. Eğer G.Kore, bir mucize olur Almanya’yı 2-0 yenerse, Meksika’nın da İsveç’i 1-0 yenmesi, Güney Kore’nin bir sonraki tura çıkmasına yetiyor. Meksika’nın galibiyetle 90 dakikayı sonuçlandırması halinde Almanya’nın bir puan alması sonraki tur için yeterli olur. İsveç’in 2-0 kazanması durumunda, eğer Almanya da kazanırsa Meksika ve Güney Kore’nin turnuvaya veda edeceği bir olasılık da mevcut. Daha fazlasını yazmayacağım bile. Benim bile hesap yaparken aklım karıştı.
MESUT’UN PERFORMANSI PROTESTOLARDAN ETKİLENDİ Mİ?
Almanya’da en çok tartışılan konulardan biri Mesut Özil’in ilk maçtaki performansı ve ikinci maçta sahada bile olmayışıydı. Aynı maçta Sebastian Rudy sakatlanmasa belki İlkay da sahada olmayabilirdi. Fakat Almanya televizyonlarında yorumculuk yapan Lothar Matthaus, Stefan Effenberg, Mario Basler gibi eski futbolcular, Meksika maçının sorumlusu olarak Mesut’u hedef göstermişlerdi. Mesut’un performansı hakkında maçları yerinde takip eden Almanlar neler düşünüyordu?
Görüşlerine başvurmak için inecekleri yere kadar takip ettiğim ve gittikleri yerdeki dükkandan aldıkları biralarını benimle paylaşan Almanya Milli Takımı’nın özel taraftarlarıyla bu konuyu masaya yatırdık. Dört kafadarı özel yapan şey Almanya Futbol Federasyonu’nun 2003 yılında kurduğu taraftar kulübünün üyesi olarak ve tam 15 yıldır milli takımın maçlarını en yakından, yerinden takip ediyor olmaları.
Bu dört taraftarın yaş ortalaması 55, en gençleri ise Dirk Schuhneckt. Diğerleri kayıt dışı sohbete varlar ama Dirk, ortak yanımızın 1. FC Köln olmasının ortaya çıkmasıyla çekinmeden konuşuyor. En baştan İlkay ve Mesut’a yapılan protestoları soruyorum. Biliyorsunuz, İlkay ve Mesut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile verdikleri pozdan bu yana eleştirinin odak noktasındalar ve bunun performanslarına yansıyıp yansımadığı tartışılıyor. Dirk hepsine tek tek cevap veriyor. Ona göre esas kötü olan milli takımın performansı.
“Bence maçtaki sınırlar içinde bir protestoydu. Böyle olmamasını dilerdim. Kişisel olarak ben de harika karşılamıyorum Erdoğan ile vermiş oldukları pozu . Ama Erdoğan ile verdiği pozun performansına yansıyıp yansımadığını söylemek çok zor. Mesut Özil çok iyi bir futbolcu. İyi günleri, kötü günleri oldu. Ama kötü performans göstermesinin fotoğrafla bir alakası yok bence. Çünkü Almanya Milli Takımı da tamamen kötü performans gösterdi.”
Onlar konuşurken Volgograd’da tanışıp konuştuğum Alexander Dittmar’ın aynı konudaki görüşleri aklıma geliyor: Gereksiz uzamış bir tartışma bu, her insan ne istiyorsa onu yapabilir, herkes özgürdür, futbol futboldur, politik ise politik.
MİLLİ TAKIM UYANMALI
Dirk ile konuşmaya devam ediyoruz. İsveç maçının tüm dramını, inişleri ve çıkışları stadyumda yaşamış biri olarak İsveç maçında yaşananları, maç hakkındaki fikirlerini soruyorum: “Son dakika şansıyla kazandık. Şanslıydık. Serbest vuruş gol olmasaydı turnuvanın dışında kalacaktık. Uzatmalarda geldi gol ama dediğim gibi buna rağmen hak ettik. Unutmamak gerekir ki 10 kişiyle oynadık. Geri düştük. Geri döndük 1-1 yaptık. Gözlerimle şahidim ki bu maçı kazanmayı hak ettik” diyor.
Genel olarak takımın performansını nasıl bulduğunu merak ediyorum. Son maç öncesi takımın ne yapması gerektiğini konuşuyorum. İkimizin de ortak fikri, her maçta son dakikada Toni Kroos gibi bir kurtarıcı beklemenin doğru olmadığı. Peki ne yapmalı Almanya takımı? “Takım artık uyanmalı İsveç karşısındaki olduğu gibi. Son maçta çok enerji harcamak lazım. Şampiyon olmak için ise her maçta İsveç maçının ikinci yarısındaki gibi oynamalıyız.” diyor Dirk.
Herhangi bir sonuçta Joachim Löw’ün geleceğini tartışmak için ise henüz erken olduğunu düşünüyorlar. Almanya’nın 1974’te de kötü bir Dünya Kupası geçirdiğini ancak sonunda ise şampiyon olduğunu hatırlatıyorlar. Hırvatistan’ın Nijerya’yı yendiği gece karşılaştığım bir başka Alman taraftar da ilk maçlar öncesi bana şöyle demişti: “Turnuvaya çok kötü bir başlangıç yapacağız. 0-0 biterse iyidir. Ama sonradan açılırız ve kupayı alırız.” 15 Temmuz’da Moskova’da oynanacak finalde bakalım Almanya yer alabilecek mi? Ama bu yoldaki aşmaları gereken ilk engel Güney Kore.
https://www.gazeteduvar.com.tr/spor/2018/06/27/bir-fotograf-mesutun-performansini-etkilemez