Eklendigi tarih 22 Nisan 2009. Etiketler: Bursaspor, Fenerbahce, Gökhan Ünal, İlhan Parlak, Kayserispor, Kemal Aslan, Mehmet Yıldız, Semih Şentürk, Sercan Yıldırım, Sivasspor
Dün Mustafa Sarp’ın haberinin içinde takım arkadaşı Sercan Yıldırım’ın da Fenerbahçe’ye gideceği yazıyordu. Sercan için ayrı bir yazı yazmak istediğimden dünkü yazımda bahsetmedim. Şimdi tam sırası…
Fenerbahçe 2003 yılından bu yana maddi gücünün de yardımıyla Türkiye’nin bütün önemli genç yeteneklerini kadrosuna katıyor. Üretemediği için bu yolu seçiyor olmaları onları bileceği iş. Fakat aldığı genç yetenekleri harcamaları benim canımı çok sıkıyor. 17-19-20-21-23 yaş altı turnuvalarda harikalar yaratan ulusal takımımızın en önemli parçaları son yıllarda hep Fenerbahçe’ye transfer oldu ve olduğu gibi de yok oldu. Son kurbanımız da İlhan Parlak… Ne diyo lan bu lavuk…
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 17 Şubat 2009. Etiketler: Anderson, arsenal, Carlos Vela, Ceyhun Gülselam, Diego, Dos Santos, emre belözoglu, FIFA, Halil Altıntop, Hamit Altıntop, İlhan Parlak, Kicker, Manchester United, Mesut Özil, Nuri Şahin, Porto, sporx, Tevfik Köse, werder bremen, yıldıray baştürk
Gündemimizi çok meşgul ediyor şu gurbetçi futbolcu meseleleri. Yine benim yetişebildiğim kadarıyla taa Erdal Keser’den başlayarak dışarda imal ettirdiğimiz yerli mallarına yaptığımız yurda dönüş çağrısı. Ama bu durum günümüzde ayyuka çıktı. Hakkaten abarttıkta abarttık. Bugün sporx spor haber portalı manşetine Kicker’ın haberini taşıdı. Haber’in haberciliğini yapmak da ayrı bir gazetecilik modası oldu. Neyse arada biz de yapıyoruz. Alışkanlık olmasın yeter ki… Alman Kicker dergisinin haberine göre Mesut Özil hala Türk Ulusal Takımı’nda oynayabilirmiş. Çünkü FIFA tüzüğünün 64. sayfasındaki 18. maddenin 1-a paragrafında, bir oyuncunun bir federasyon adına resmi bir müsabakada oynaması durumunda başka bir federasyonda oynayamayacağının yazılı olduğu, ancak Mesut’un Almanya adına Norveç’e karşı oynadığı karşılaşmanın bir hazırlık maçı olduğu ve bu kapsama girmediği belirtiliyormuş… Almanlar bu haberi muhtemelen hala Mesut’u kaybedebilecekleri ihtimalinin üzerlerinde yarattığı kaybetme korkusuyla yapmışlar. Kendileri açısından çok haklı bir durum. Böyle bir yeteneğe yıllardır Alman Ümit Takımı’nın formasını giydirdikten sonra gidip de Türkiye’nin formasını giymesini istemiyorlar. Ancak bu durum bizim ne kadar umrumuzda olmalı? Olmalı mı? “Aha elimize fırsat geçti deyip Mesut’u ikna edebiliriz” mi demeli? Ya da Mesut hiç olmamalı mı? Veya da Mesut’un “Dünya kupasında Alman Milli Takımı’nda yer almak istiyorum. Bunun için çok çalışacağım. Benim arkadaşlarımın çoğu Alman. Türk Ulusal Takımı’nda oynamayı hiç düşünmedim” çok normal karşılanacak açıklamalarını “Mesut’tan şok sözler” başlığıyla verip, çocuğu gencecik yaşta vatan haini olarak mı yansıtılmalı? Bence hiç biri. Hem de hiç biri… Mesut’un bu takımda oynayıp oynamaması şu anda zerre alakadar etmiyor beni. Çünkü bizde Manchester United’da oynayan Anderson’dan daha yetenekli Nuri Şahin var! En az Carlos Vela kadar golcülüğünden şüphe etmediğim Tevfik Köse var! Ama neredeler!? Tamam Tevfik’i eledim. Daha A Takıma almadık onu. Belli ki almayacağız da. Kayseri’de çürüyüp gidecek başka bir İlhan Parlak -F.Bahçe’deki hali- vakası olacak. Şu anda gurbetçi oyunculardan adam gibi her maçta oynayabilen bir tek Hamit bulunuyor kadromuzda. Halil tek-tük, Yıldıray’ı küstürdük, Ceyhun Gülselam’a ümit verdik, geri gönderdik. Mesut’tan daha çok iş yapacağına inandığım Nuri’yi ise Emre Belözoğlu’na tercih ediyoruz, “Hala!”. Mesut, Bremen’de Diego’nun -Brezilya Ulusal Takımı’nın 10 numarası- formasını alırken, Emre Belözoğlu’na tercih edileceği bir takımı neden seçsin ki?? Bizim önce Nuri’ye sahip çıkmamız gerek. Sonra emin olun daha çok mesut olacağız…
2005 yılında yapılan Dünya U-17 Şampiyonası kadrosunda bulunan Nuri bronz top ödülüne layık görülmüştü. Brezilya’lı Anderson (Porto-Man Utd.) turnuvanın en değerli oyuncusu seçilerek Altın Top’u kazanırken Meksika’lı Dos Santos (Barcelona-Tottenham) Gümüş Top’u evine götürdü. Yani Nuri turnuvanın ilk üçündeydi. Gol krallığı ise çekişmeli geçti, Altın ayakkabı 5 gol ile gol kralı olan Meksikalı Vela‘ya (Arsenal), gümüş ayakkabı 4 gol ile Nuri Şahin’e, Bronz ayakkabı ise yine 4 golle Tevkik Köse’ye verildi.. Yani anlatabiliyor muyum derdimi?
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 15 Şubat 2009. Etiketler: Abdullah Ercan, Broadwater Farm, Coşkun Ekim, İlhan Parlak, NEC Nijmegen, Nuri Şahin, Özgürcan Özcan, Tevfik Köse, Tottenham, Tottenham Hotspurs, Yaser Kasim
Çok tesadüfen buldum bu ismi. Acaba Robbie Keane ve Defoe uefa kupası maçları için bildirilen listede bulunuyorlar mı diye bakmak için uefa’nın sitesinden son 32 listesinde bulunan Tottenham’a tıkladım. Kadroya iki üç kez baktım gözden kaçırmayayım diye. O arada tanıdık isimler çarptı gözüme… Coşkun Ekim(sağdaki) ve Yaser Kasim(soldaki). İsimlerinden dolayı heyecan duydum hemen tıkladım baktım. İki tane türk asıllı oyunucu var diye sevinirken gördüm ki Yaser Baghdad doğumlu imiş. Olsun o da bizden sayılır. Komşudur en nihayetinde. Keşfedilip Londra’ya getirilmiş. 2007-08 sezonunda sadece iki tane akademi ligi maçı kaçırmış, 22 maça da ilk 11’de başlamış. Yetenekli orta-saha oyuncusu bu yıl Tottenham’ın Hollanda’da oynadığı Nijmegen maçının da kadrosunda yer almış. Rezerv kadroda sıkça yer bulan 10 Mayıs 1991 doğumlu oyuncu, ilk kez rezerv takıma 2006-07 de çıkmış.Akademi takımında ikinci yılı
Bir diğer isim Coskun Ekim’se bildiğin Türk asıllı futbolcu. Ama o Londra doğumlu. Park View Akademide okumuş genç oyuncu. Geçen sezon da Londra Gençlik Oyunları’nda 800 metre birincisi olmuş. Potansiyel bir Aaron Lennon yani.. Ama tip olarak daha bir Jamie O’Hara’ya benziyor. Tottenham akademisinde ilk yılı olan Coşkun takıma katılmadan önce, Pazar Ligi’nde mücadele eden Broadwater Farm‘da top koşturuyormuş.Geçen sezon Tottenham’ın U-18 takımında forma giymiş. Bu yıl da Türkiye 17 Yaşaltı Ulusal Takımı’na çağırılmış. Ama oynamamış..
Naparsın Türk futbolu böyle.. Bu çocuğu çağırdığına göre beğendin. Eğer oynadığını hiç görmeden çağırdıysan neden çağırdın? Oynadığını hiç görmeden bir bakalım demek için çağırdıysan neden oynatmadın? En azından bir forma ver de çocuğı kendi gözlerinle gör. Kafandakileri yapabilecek düzeyde mi diye çıplak gözle bir test et… He tabi ki illa maça çağırmamış olabilir Abdullah Ercan Coşkun’u.. Neyse U-17’de parlayan gençlerini söndürmeyi çok iyi bildiğimiz için tepki doldum… (Bknz. Nuri Şahin, Özgürcan Özcan, Tevfik Köse, İlhan Parlak)
Benimle aynı gün, 17 Kasım’da doğduğu için ayrıca ısındığım Coşkun’u takipteyim…
Kategorisi Genel