Etiketler | "show tv"

Fenerbahçe’de genç futbolcu olmak…


Sene 2003’tü yanılmıyorsam. Abim Viyana’da okurken onun yanına gitmiştik annemle. O gün ya daha dışarı çıkmamış evde yemek yiyorduk ya da o gece dışarı çıkmayacaktık zaten… Uydu yayını sağolsun ya Kanal D, ya da Show Tv’den ümitler avrupa şampiyonası maçını izliyordum Sami Yen’de oynanan Türkiye ve Almanya arasındaki… Kadro efsane tabi ki… Tuncay,Kemal Aslan, Selçuk Şahin, Serkan Balcı, Servet Çetin, Mahmut Hanefi ve kalede de Recep… O dönemde kadrodaki oyuncuları kapma yarışına girişmişti üç büyük takım… En çok da Galatasaray’ın şu mükemmel kadrodan işe yarar hiç bir adam alamayışına üzülmüştüm. Tam aldık derken kaçırılan Tuncay’ı kaçırdık. Sırf Kemal Aslan yüzünden Gaziantepspor’u az seçmedim CM’de. Ardından Selçuk’u alırız, Serkan’ı alırız derken hepsi Fener’in yolunu tuttu. Neyse ki o kadroda bulunanlardan Sabri altyapısından çıkmıştı G.Saray’ımın da teselli olmuştu bana-bize..

137538O senelerin üzerinden çok geçmedi, hepsi şimdi Türk futbolunun lokomotif oyuncuları oldular. Ne yazık ki Fenerbahçe’ye transfer olanlar dışında.. Bir Tuncay bir de Servet vardı 2003 ümitlerinden F.Bahçe’ye transfer olup Euro 2008 kadrosunda da bulunan. Ve ne gariptir ki ikisi de Fenerbahçe’de değildi artık..

Kemal Aslan Kocaelispor’da dibe vurmuş,Serkan Balcı kendisini Serkan yapan hocasıyla yeni bir çıkış arayışında. Selçuk ise geldiğinden beri taraftarın sevgilisi olamadı. Recep de Fener’in kalesine geçip başarılı performans sergilese de 2008 yazında Aziz Yıldırım’dan veto yiyip Hacettepe’ye gitti. Kısacası şu güzelim Ümit Ulusal Takım kadrosu Fenerbahçe’ye geçince eridi gitti.. Onların Fener’e katkısı oldukça çoktu, fakat Fener’in onlara katkısı neredeyse sıfır oldu.. İki istisna dışında. Servet ve Tuncay…

Fenerbahçe izlediği transfer politikası gerçekten gıpta edilecek durumdaydı. Bu politikaya da devam ediyorlar. Uğur Boral, Kazım,Gökhan Gönül geldi bir-iki sezon evvel. İlhan Parlak da Ümit Ulusal takımda aldığı gol krallıklarıyla göz kamaştırmıştı. Kayseri’de sonradan girip attığı goller de cabası. Ve hemen ardından Fenerbahçe’ye geldi. Son olarak da Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayalı’yı kattılar kadrolarına..

Uğur Boral, Tuncay varken hiç bir zaman yeterli bir alternatif olarak düşünülmedi. Kazım’ın Aragones’ten yediği tokat kalmadı. Gökhan Gönül de eminim ki kendisinden daha iyisi olsaydı ilk 11’de olamayacaktı. Bu saydığım oyuncular şu anda “bence” zorunluluktan ilk 11’de forma giyebiliyorlar. “Yok canım sende” diyenlere sormak isterim, o zaman İlhan Parlak neden bu takımda en azından ikinci yarılarda ya da son 15 dakikada forma şansı bulamıyor?

151557Ben ne yazık ki bugüne dek Fener’in kadrosuna katılan genç Türk oyuncuların harcandığını, değerinin verilmediğine şahit oldum. Gökhan Emreciksin ve Abdülkadir Kayalı da kadroya katıldığından bu yana oynanan Bursa ve Tokat maçlarında ilk 18’e bile alınmadı Aragones tarafından. Zaten ben transfer istemiyorum diye bas bas bağırdı adam. Takım yeni yeni oturmuş bir de yeni oyuncuları takıma monte etmekle uğraşırsa biliyor ki zaman kaybedecek üstüne bir de puan kaybedecek. Şampiyonluk yarışından iyice kopacak. Bu iki ismi çok sık ne kadroya alacak, ne de sonradan oyuna sokacak kırmızı kart,sakatlık gibi istisnalar dışında. Gökhan’ın yine biraz şansı var ancak Abdülkadir’in pek şansı olduğunu düşünmüyorum antremanlarda kendini ispatlayamadığı sürece..

Teknik direktörün istemediği transferleri yaptı Aziz. Yine kendi bildiğini okudu. Yine gençlerin geleceğini şimdiden çöpe attı. Ya da gençler kendi geleceğini çöpe attı Manchester City isterken, Fenerbahçe’ye gelerek…

Kategorisi GenelYorum (0)

Sporsevere Show TV kazığı


Günlerce reklamı yapılan UEFA Kupası Finali’nin canlı yayınlanmayacağı, karşılaşmaya dakikalar kala duyuruldu. Maç, Show TV’nin internet sayfasından ücretli izlenebildi. (MedyaKronik/HaberVesaire/15.05.2008)

Dün akşam Avrupa’nın en büyük ikinci kupası olarak nitelendirilen UEFA Kupası’nın finali, Rusya’nın Zenit ve İskoçya’nın Glasgow Rangers kulüpleri arasında oynandı. Karşılaşmanın Türkiye’deki yayın haklarını Show TV satın aldı ve günlerce bu maçın reklamını yaptı. Ancak karşılaşmanın başlamasına dakikalar kala, ekranda beliren altyazıyla, canlı yayın yapmayacağını ve maçın 23:25’te banttan yayınlanacağını duyurdu.

Maçın başladığı dakikalarda hâlâ, Show TV’nin internet sayfasındaki yayın akışında maçın 21:45’te canlı yayınlanacağı bilgisi yer alıyordu. Anasayfadaki “UEFA Kupası heyecanı Show TV’de” yazan linki tıklayınca gördüm ki, maçı internetten yayınlanıyor. Ama 5 avro karşılığında! Canlı yayından kast ettikleri, ceplerini canlandırmakmış demek ki.

İzleyiciden, kişi başı 5 avro kazanmak için yapılan bu uygulamanın ne kadar adil olduğuna siz karar verin. Ancak bir maçın (hele ki UEFA Kupası finalinin) canlı yayınlanmamasının çok önemli bir özrü olmalı. Çünkü bir futbol müsabakasını seyretmenin başlıca nedeni, sonucunu önceden bilememenizdir. Sonucunu bildiğimiz bir spor hadisesini hangimiz izlemek isteriz?

Gelgelelim, maç saatinde kanalda Acun Ilıcalı’nın sunduğu “Var Mısın Yok Musun” yarışması yayınlanıyordu. Televizyon izleyicisinin yoğun ilgi gösterdiği bilinen bu yarışma, banttan yayınlanıyor. Televizyon yayıncılığından hiç anlamam. Ama banttan olduğu yayın saati kaydırılabilecek bir yarışmanın, canlı verilmediği durumda “çöpe gidecek” bir UEFA finaline tercih edilmesini hiç anlayamıyorum.

Üstelik bu maçın, Türk izleyicisi için farklı bir anlamı da vardı. Çünkü Avrupa’nın zirvesindeki takımlardan birini belirleyecek olan bu karşılaşmada milli oyuncumuz Fatih Tekke de ter dökecekti. Fatih,
Yıldıray Baştürk’ün Bayer Leverkusen formasıyla 2001 yılında Real Madrid’e karşı oynadığı Şampiyonlar Ligi Finali’nden sonra, yabancı bir takımla Avrupa’da final oynayan ikinci futbolcumuz olacaktı. Sadece bu bile, bu maçı televizyondan izleme hakkını bize veriyordu. Ama yayınlanmadı. Kazık yedik. Yediğimiz kazık 5 avroyla ölçülebilecek bir kazık da değil üstelik.

Ben, vefalı bir arkadaşımın yardımıyla maçı internetten, hem de bedavaya seyrettim. Fatih Tekke 90 dakika boyunca oyunda kaldı ve iyi bir performans gösterdi. Uzatma dakikalarında, takımının ikinci golünün pasını da verdi. Zenit karşılaşmayı 2-0 kazandı. Fatih Tekke, Galatasaray’ın başarısından sonra UEFA Kupası’nı kaldıran ilk Türk futbolcu oldu.

Show TV, belki yarışma programının izlenirlik oranına ulaşamayacağı kaygısıyla, izleyicisine verdiği sözü tutmadı. Reyting denen şey bu kadar önemliyse eğer, gerektiğinde bu kaygıyı görmemezlikten gelmeyi başaran televizyon kanallarını kutlamak lazım. Sadece Tuncay Şanlı’nın takımı diye, Tuncay o gün oynamıyor olmasına rağmen, Premier League’deki Middlesbrough takımının, bu sezon İngiltere üçüncü liginden de düşen Mansfield ile “FA Cup” karşılaşmasını yayınlayan TV8’i… Ve “”Ah Tugay girse de birazcık topa dokunsa” diye heyecanla izlediğimiz Blackburn Rovers maçlarını yayınlayan FOX TV’yi.

Tekrar etmemde fayda var: Bir ulusal kanal, Show TV, dün akşam izleyicisine verdiği sözü tutmadı; kazık attı. UEFA Kupası Finali’nin heyacanını “gasp etti”. Ve Türk futbolu için yeterince tarihi bir hadise yaşanırken, Fatih Tekke’nin kutusundan bir şey çıkmayacağına inanmış olmalı ki Acun’un bayat kutularını açmayı tercih etti.

Kategorisi 0-Özel Dosyalar, 1-Futbol, İnceleme, YorumlarYorum (0)


Takip et // Follow

Açık Radyo – Efektifpas

15 günde bir her pazartesi 19.30'da, 94.9 Açık Radyo'dayız. Duyurularımızı takip etmek için Twitter hesabımızı takip edebilirsiniz...

RadyoEfektifpas

Programlarımızın tüm podcast kayıtları online olarak bulunmasa da dinlemek isteyenler için bir kaç adet program mevcut

‘Salvador’ Guti

Johan Cruyff

Arşivler

Bülent Korkmaz – 3

Tottenham Hotspurs

Nazım Hikmet Ran

HaberVesaire Spor

Video Bug Report

Açılmayan bir video varsa resme tıkla, videonun linkini yolla Teşekkürler...

Facebook Hayran Sayfası

Ekim 2024
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031