Eklendigi tarih 01 Nisan 2009. Etiketler: daniel levy, Tottenham Hotspurs, tottenham stad projesi, Tottenham'ın yeni stadı, White Hart Lane
Tottenham Hotspurs kulübü, geçen yıl stadyumlarını yenilemeyi planladıklarını açıklamıştı. Bugün de yeni stadlarının görünümü hakkında biraz detay vermek için bir kaç fotoğrafı basın ve taraftarlarıyla paylaşmışlar. Daha falza fotoğraf ve ayrıntılı bilgi için>> Ne diyo lan bu lavuk…
Kategorisi Genel
Eklendigi tarih 19 Eylül 2008. Etiketler: Aaron Lennon, arsenal, Aston Villa, Darren Bent, David Beckham, David Bentley, Dos Santos, For Whom The Bell Tolls, Fraizer Campbell, Galatasaray, juande Ramos, Luka Modric, Pavlyuche, Roman Pavlyuchenko, Tottenham, Tottenham Hotspurs, Vedran Corluka, White Hart Lane, Wigan, Wisla Krakow, Yeni Beckham
Bilemiyorum nereden ama bir yerlerden bir şekilde Tottenham’a kanım ısındı bir iki senedir. Aslında ezeli rakipleri Arsenal’i daha çok severim. Belki de hediye gelen Spurs formasından kaynaklanıyordur. Bilemedim bir an…
Geçen seneden beri daha bir bilinçle takipteyim bu takımı. Bu sene daha önce de belirttiğim gibi transfer sezonunun “anadolu takımı” gibiydiler. 14-18 arası oyuncuyu gönderip 10’a yakın futbolcu kattılar kadrolarına. Kattıkları da birbirinden yıldız oyuncular. Dos Santos, Modric, Pavlyuchenko vs. Ancak demiştim ki bu takımın daha iyi olabilmesi için birbirine alışması kadronun beraber oynaması gerekiyor. Ama kime? =)
Son Wisla Krakow maçına göz attım Spurs’un. Beklenen olmuş ve üst bitmişti maç kazanmışlar da buraya kadar hiç bir sorun yok. Ancak maçın özetlerini iki farklı kaynaktan okuyunca görüyorum ki Ramos hala ilk 11’ini arıyor ama bulamıyor. Bunu bir an önce çözmesi gerek.
Krakow maçına çıkan ilk 11’deki 5 oyuncu son Aston Villa maçında ilk 11’de başlamamış. Bunlardan 3’ü Villa maçında oyuna sonradan girmiş ama diğer ikisi kadroda bile değillerdi yanılmıyorsam. Luka Modric’in sakatlığını ve Vedran Corluka ile Pavlyuchenko’nun daha önce avrupa kupası maçı oynadığı için bu maçta forma giyememiş olmalarını anlayabilirim. Ancak bu üçü dışındaki 8 oyuncu neden aynı değil bunu anlayamadım. Bir takım yaratılmak isteniyorsa sürekli aynı ilk 11 üstünde ısrar edilmeli. Galatasaray’ın da yaşadığı bir problem bu.
Kadrodaki değişikliklerden en çok Bentley’nin esas yeri olan sağ açıkta oynatılması doğru bir hamle olarak yorumlanmış İngiliz basınınca. Yeni Beckham denilen bir oyuncunun yeri başka bir pozisyon olabilir mi? Bentley ilk 11’de başladığı maçta iyi pozisyonlar üretip, sonra Lennon’un ortasında topu tamamlayıp golünü de atmış 33. dakikada. İyi de 67 saniye sonra nasıl yemişler o golü. Hemen anlatayım. Eğer bir defans bloğu sürekli değişirse çok güzel pozisyon hatası yapılır ve ofsayt bozulur. Üstelik rakip cezas sahası etrafında paslaşırken yapılırsa bu hata 6.7 saniye sonra bile gol yersin, buna mahkumsun.
Neyse ki Darren Bent 73’te “süpriz” Fraizer Campbell’in ortasına kafayı vurmuş da Tottenham’ın da Ramos’un da omuzlarındaki yükü biraz hafifletmiş oldu. Yoksa White Hart Lane’de maç öncesi, maç arası çalınacak şarkı “For Whom The Bell Tolls” olabilirdi.
Pazar günü Wigan’la karşılacak Tottenham için Juande Ramos’un çözüm üretmesi zorunlu. Öncelikle defans dörtlüsünü bozmaması gerek. Orta sahadaki en az iki oyuncunun banko olması, diğer ikiliyi de rotasyon yaparak formda tutması gerek. Pavlyuchenko’nun tek eksiği lige uyum sağlayamamış olması. Onun destekçisi Darren Bent olacak gibi. Zira Ramos çift forveti sevdiği gibi, Bent 5 resmi maça da ilk 11′de başlayabilen yegane oyunculardan. Bu oyuncuların sayısı ne zaman artar, Tottenham da o zaman üst sıralara atlar.
Kategorisi Genel