Etiketler | "schalke 04"

Takip Listesi


beni-takip-edin-cocuklar

Bu yıl daha derli toplu bir blog olma amacındayım desem de inanmayın. Pek de inandırıcı değil zira. Ne olur ne olmaz derli toplu olamayız belki. Ama bu yıl özellikle takip edeceğim ligler, takımlar, teknik adamlar ve futbolcular belirledim. Sürekli takip edeceğim diğer iki lig de Premier Lig ve Bundesliga olacak. Aslında zaten blogumu takip eden biri bu iki lige olan ilgimin farkındadır. Aldığım bu karardan mütevellit sizlerin benden takip edebileceklerinizin listesi şöyledir. -Bu liste genişletilecektir o konuda eminim-

Takımlar: Galatasaray, Trabzonspor, Tottenham Hotspurs, Arsenal, Liverpool, Wolfsburg, Eintracht Frankfurt, Schalke 04…

Futbolcular: Tuncay Şanlı, Sebastien Bassong, Glen Johnson, Michael Owen, Jack Wilshere, Sebastian Giovinco, Esteban Granero…

Teknik Direktörler: Michael Skibbe, Hugo Broos, Bülent Uygun, Felix Magath…

eklemelerinizle bu listeyi genişletebiliriz…

Kategorisi GenelYorum (0)

Almanya’da doğdu, Beşiktaşlı oldu!


BESIKTASLI FUTBOLCULARIN GOL SEVINCI

Yıldırım Demirören’in başkanlığı süresince Beşiktaş yönetiminin futbol takımıyla ilgili hemen her tasarrufu tartışma konusu oldu. Başkanın “Kulübün kapısından içeri adımını dahi atamaz” dediği Mustafa Denizli, aynı başkan tarafından sezon ortasında takımın başına getirildi. Denizli ise“sezon ortasında takım devralmama” prensibini “Beşiktaş’a çocukluk rüyamı gerçekleştirmek için geldim” diyerek bir kenara bıraktı.

Mustafa Denizli, şampiyonluk için mutlaka bir defansif ortasaha oyuncusu istiyordu. Ne diyo lan bu lavuk…

Kategorisi GenelYorum (0)

Schalke 04 – Köln


“Schalke 04-FC Köln”  Maç Analizi

(Mactagibi)
Schalke 04– Son Durum:
Sakatlar :
Levan Kenia
Cezalılar: Carlos Grossmüller
Sakatlığı bulunup maça yetişme ihtimali olanlar: Benedikt Höwedes, Christian Pander
Maç Öncesi Dikkat Çeken Beyanatlar:
Fred Rutten (Schalke 04 Teknik Direktörü): “Ligde en iyi savuma yapan takımız. Köln’ün son maçlarda yükselen bir grafiğe sahip olduğunu biliyoruz. Rakibimizin oyun şeklini iyi analiz edip hazırlandık. Köln‘ü küçümsememiz gerektiğinin farkındayız. .“
Muhtemel 11 (4-3-3)
Neuer – Rafinha, Bordon, Höwedes (Krstajic), Kobiashvili – Jones – Westermann, Rakitic (Engelaar) – Farfan, Kuranyi (Altintop), Sanchez
FC Köln – Son Durum:
Sakatlar :
Thomas Kessler, Ümit Özat, Pierre Wome
Cezalılar: Roda Antar
Sakatlığı bulunup maça yetişme ihtimali olanlar:
Maç Öncesi Dikkat Çeken Beyanatlar:
Christoph Daum (Köln Teknik Direktörü):
“ Bayern Münich karşısında kaybedecek bir şeyimiz yoktu. Bielefeld karşısında da elimize geçen fırsatları en iyi şekilde kullandık. Rakiplerimizden şaşırtıcı taktiklerle teker teker puanlar alacağız.“
Marvin Matip “ Bielefeld karşısında ilk yarı oynadığımız futbol ligin en iyisiydi. Schalke deplasmanına puan almaya gidiyoruz. Bir veya üç puan farketmez.“
Muhtemel 11 (4-2-3-1)
Köln:
Mondragon – Brecko, Geromel, Mohamad, Matip – Petit, Pezzoni – Brosinski, Vucicevic, Ehret – Novakovic

Maçla ilgili dikkat çekici notlar :
* Daum’lu Köln Schalke’ye henüzkaybetmedi.
* FC Köln bu yıl ligdeki ilk iç saha galibiyetini Schalke 04’e karşı almıştı.
* Köln Schalke deplasmanındaki son galibiyetini 1993 yılında almıştı.
* Schalke bu yıl iç sahada oynanan maçlarda 6 golle ligin en az gol yiyen takımı.
* Teknik Direktör Christoph Daum FC Köln ile 200’üncü maçına çıkacak.
* Christoph Daum Schalke’ye karşı oynadığı 18 maçın sadece 2’sini kaybetti,12’sini de kazandı.

Kategorisi GenelYorum (0)

“Aylardan Schalke”


Almanya’nın en önemli derbisi. Bundesliga’daki tüm derbilerin babası diyor bundesliga.de sayfası. Anası diyor ama babası demek daha oturaklı duruyor… Almanya’da bundan daha kanlı canlı bir derbi izlemedim. İlk derbi inanılmaz olmuştu. Dortmund’un attığı goller hala aklımda.. Ne gol atmıştı be Frei… Bugün 113. kez karşılaşacakmış iki takım. 18inci Ruhr derbisine çıkacak Asamaoah “vur kır parçala bu maçı kazan” tadında yorumuyla bu maçı kazanma konusunda ne kadar hırslı olduklarını gösteriyor. Tribünden geldiğini söyleyen Schalke kalecisi Manuel Neuer kendi tecrübesine dayanarak “Bu maçı kazanırsak ligin kalan yarısını kurtarırız” demiş. Birinci ile arasında 10 puan fark bulunan Schalke, kalecisinden başlayarak şampiyonluktan vazgeçmiş gibi…

Son 4 yıldır derbileri kazanamayan Dortmund’un teknik direktörü Jürgen Klopp, iki takımın da kazanmaya aç olduğundan şüphesi olmadığını söylerken güzel bir espriyle kazanmaya yakın taraf olduklarını söylüyor. “Schalke ile şubat ayında karşılaştığımız son 7 maçın hiçbirini kaymedik. Sanrıım bu bizim Schalke ayındayız.”

Çok fazla gol görmemiz muhtemel olan derbide izleyemeyeceğimiz oyuncular da çok. Sakatlık derdi bir tek Galatasaray’da yok yani. Dortmund’da Polonyalı Jakub Blaszczykowski (soğuk algınlığı), Mats Hummels (ayak bileği sakat), Tinga (kasıkta problem), Dede (antreman eksiği), Young Pyo Lee de kırmızı kart cezalısı olduğundan bugünkü maçta sahada olmicak. Schalke ise eksiksiz saha olacak. Klopp’u en çok düşündüren, endişelendiren isimler ise Bordon, Höwedes ve Jones imiş rakip takımda. Düşüne düşüne bunlara mı kaldın be Klopp…

Muhtemel Kadrolara bakınca Schalke oldukça favori gözüküyor. Rakitic, Farfan, Kuranyi ve Asamoah çok tehlikeli isimler.

Schalke: Neuer, Rafinha, Höwedes, Bordon, Westermann, Jones, Rakitic, Engelaar (Kobiashvili), Farfan, Kuranyi, Asamoah

Dortmund: Weidenfeller, Owomojela, Subotic, Santana, Schmelzer, Boateng, Hajnal, Kehl, Kringe, Frei, Valdez

3384618239Fotoğraftaki iki oyuncu da bu akşamki maçta oynamayacak. Ama yine de derbi fotoğrafları arasında ilk sıralarda yer buluyor. “Takımlar kişilerden ibaret değildir'”in en güzel örneği bence. Son maçta oynayan iki oyuncudan Ernst şu dakikalarda Beşiktaş’ta Antep’e karşı mücadele veriyor. An itibariyle bir de faul yaptı. Dede ise hala Dortmund’da ancak kadroya alınmadı. Umuyoruz ki Dortmund’da Nuri Şahin forma giyer de ulusal takımda göremediğimiz oyuncumuzu gönlümüzce izleriz. Aynı şekil de Halil Altıntop‘u da bekliyoruz

Kategorisi GenelYorum (0)

Galatarasaray’ın Final şansı


UEFA’dan gelenlerin şansı: %25
bulent-taffarelBu yıl ülkemizi avrupa kupalarında temsil edecek takım olarak sadece Galatasaray kaldı. Sarı – Kırmızılı ekibi 18 Şubat ve 26 Şubat’ta oldukça zorlu iki maç bekliyor. Hedef tabi ki İstanbul’da oynanacak finalde oynayıp kupayı kaldırmak. Tüm Galatasaraylıların UEFA Kupası’ndan beklentisi bu. Takım bu yüzden kadro yapısı olarak daha da güçlendirildi. Ve şanssız bir yenilgi dışında çok iyi sonuçlar alınarak UEFA Kupası’nda son 32’ye kalındı. Grupta ikinci olunarak Şampiyonlar Ligi’nden gelecek bir takımla eşleşmenin dünyanın sonu olarak görüldü. Ancak durum hiç de öyle değil. UEFA Kupası gruplu oynanmaya başlandığından 2004 yılından bugüne dek Şampiyonlar Ligi’nden gelip şampiyon olan tek takım CSKA Moskova olmuş. Diğer yıllarda şampiyon olan takımlardan Sevilla 2006’te kupaya uzandığında UEFA grubunu 7 puanla 1., 2007’de ise grubunu yine 7 puanla ancak 2. sırada bitirmişti. Geçen yılın şampiyonu Zenit St. Petersburg ise grubundan tek puan farkla ve neredeyse mucize ile çıkmayı başarmış. AZ Alkmaar son maçında 2-3 yenilmeyip, 3-3 berabere kalsaydı Zenit ve AZ’nin puanları, averajları, attığı ve yediği gol sayıları eşit olacaktı. Zenit’in şampiyonluğu ‘o’ derece bir mucize… Yine bu kupa gruplu oynanmaya başladığından bu yana, son 32’ye kalan 8 Şampiyonlar Ligi takımından 2005,2006 ve 2007 yıllarında sadece 3 takım son 16 ‘ya kalma başarısı gösterirken, geçen yıl şampiyonlar liginden gelen 5 takım son 16 ya kalabildi. Ancak yine sonuç değişmedi ve UEFA gruplarında mücadele eden takımlardan Zenit şampiyon oldu.

Kupalar Yerli Hocaların

Bu yıl 38.’si oynanan UEFA Kupası’nı bugüne dek 24 takım kazandı. Oynanan 37 finalden Juventus ve İnter 3’er kez kupayla ayrılırken takımın başında yerli hoca bulunuyordu. 1972’de oynanan ilk finalden bu yana istisna olan tek takım Liverpool, bu kupayı ilk kazandığında takımın başında İskoç Bill Shankly, ikincisinde İngiliz Bob Paisley, üçüncüsünde ise Fransız Gerard Houiller bulunuyordu. Takımın başında yabancı hoca bulunuyorken şampiyon olan diğer takımlar ise Hollandalı Dick Advocaat ile Rus takımı Zenit, Hollandalı Huub Stevens ile Alman Schalke 04. Yani toplamda oynanan 37 finalde sadece 4 kez takımlar yabancı çalıştırıcı ile şampiyonluğa uzanabilmiş. giovanni_trapattoni_634410

Hiç sevemedim Trapattoni’yi ama bu kupayı 3 defa kazanarak rekoru elinde bulunduruyor.

İkisi Juventus biri de İnterle kazanılmış 3 UEFA Kupası var. Yok 4 değil 3 ben saydım Gio…

Bu yıl ise son 32’ye kalan 20 takımın başında yerli çalıştırıcı bulunuyor. Yani yukarıdaki tezimize göre Lech Poznan, Metalist Kharkiv, Braga,St. Etienne, Nec Nijmegen gibi takımların şansı Galatasaray’a göre daha yüksek kewell-barosgözüküyor. Son şampiyon Zenit’in, daha bir kaç yıl önce kupaya uzanan CSKA Moskova’nın , bu yılın süpriz takımları Twente ve Standart Liege’in ve tabi ki Alman çalıştırıcısı olan Galatasaray’ın şanslarını oldukça düşürüyor. Ancak bu güne dek oynanan 37 finalden Alman hocaların 5 kez kupayla ayrıldığını bilmekte yarar var.
İstatistikler elbette sadece geçmişe ait verilerdir. Her zaman da yenilenmektedir.  Bu verilerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğidir önemli olan. Galatasaray’ın sadece bir sonraki tura çıkma şansını değerlendireceksek, sarı – kırmızılı ekibin son 16’ya kalma şansı: % 78…

Kategorisi GenelYorum (0)

Ruhr Derbisi: Kırmızı kartların uçuştuğu derbi


Bundesliga’da 4. haftadaki nefesleri kesen Ruhr Derbisi’nde lider Schalke’yi Signal Iduna Park’ta konuk eden Borussia Dortmund 3-0’dan geldi, beraberliği yakaladı. Konuk ekipte gerilen sinirler sonrası Pander ve Ernst kırmızı kart görerek Schalke’yi sahada 9 kişi bıraktı. Kartların ikisinde de hakem tamamen haklıydı. İki harekette de kasıt ve sakatlamaya yönelik hareketler vardı. Ve görülen kartlardan sonra ne bir itiraz oldu ne de bir itişme… Çünkü kart gören oyuncuların kırmızı kartla hüküm giyecekleri sanki çok belliydi… Bknz…

İlk baştaki futbolcu Fabian Ernst. Direk olarak ayağa dalmaktan, direk kırmızıdan oyun dışına gönderildi. Christian Pander ise ikinci sırada ancak ilk kırmızı gören futbolcu. O da ikili mücadele sırasında kasıtlı bir tekme savurmaktan ikinci sarıyı gördü. Bu olay Fabian Ernst’in kırmızı kart görmesinden önce yaşandı. İki futbolcunun da kel ve sert oynayıp oyunun dışına atılmaları aklıma hiç izlemesem de Prison Break dizisindeki karakterleri getirdi. Onlar da agresif onlar da kel… daha ne olsun

Biraz da maça değineyim istedim. Sağolsun görsel medya her gün her türlü maçı yayınlıyor. Bu yüzden “zıplaya zıplaya” izlemek zorunda kaldığım maçı ne zaman açsam heyecan ve mücadele üst düzeydeydi. Yılların derbisi olmasının hakkını veren bir maçtı. İlk yarıda da Schalke 0-2 öne geçince sanki Petric’in gidişi yaramamış gibi gözüktü. Zira takasla gelen Mohamed Zidan varlık gösteremeyip oyundan çıkınca gelmeye başladı goller. Subotic’in yaptığı kafa vuruşu o pozisyonda yapılacak en mantıklı vuruştu. Top bir çok kalecinin öyle bir pozisyonda ulaşamayacağı bölgeye gitti. Bence ders olabilecek bir goldü.

Ah bir canlı bahis olsa da daha gol olur seçeneğine bassam da paraları kazansam diye söylendiğim anlarda Frei topu ofsayt pozisyonunda alıp, ofsayta mal edilemeyecek bir gole imza attı ki haftanın en güzel golüydü. Sol ayağıyla uzak köşeye inanılmaz bir gol atıp durumu 2-3’e getirdi. Zaten bu dakikadan sonra, doğuştan kırmızıa karta mahkum olanlar kendilerini gösterdi. 2 kırmızı kart ve Dortmund’un kazandığı penaltıyı gole çevirmesiyle 3-3 bitti maç.

Alınacak dersler var sorulacak sorular

Öncelikle düdük çalmadan maçın bitmeyeceğini gösteren ulusal takımımız gibi Dortmund da bizi örnek almışçasına galibiyeti sonuna kadar kovaladı. Beraber kalmış olabilirler ama inanarak bir şeylerin yapılabileceğine güzel bir örnek.

Subotic’in attığı gol gerçekten bir ders olmalı. Ters ayakla, kaleden uzaklaşarak falso alarak kullanılan bir kornerde nasıl yer alınmalı ve nereye vurulmalı bunun örneğini çok iyi veriyor bu pozisyon.

Topu ofsayttayken almış olsa bile “Frei‘ca” (özgürce manasında) atılan ikinci Borussia Dortmund golü ofsayta bahane edilemeyecek bir gol. Top nasıl çaprazdan sert ve düzgün bir vuruşla uzak köşeden ağlarla buluşturulur diyor bu gol.

En önemli ders ise bu golden sonra durum 2-3 Schalke’nin lehine iken hiçbir şey kaybedilmemişken iki oyuncunun birden ardarda kırmızı kart görüp takımlarını 9 kişi bırakmaları. Neyi düşünerek ya da neyi düşümeyerek yapar bir futbolcu bunu anlam veremem. Üstelik kaybedilen bu puan, her takımın birbirini yenebildiği Bundesliga’da bir çok şeye mal olabilir.

Onlarda da var bu düşüncesiz tavır, bizden farkları yok diyenler muhakkak olabilir. Ancak bizden farkları yok diyeceğimize fark yaratmaya çabalayalım ya da sadece kendi oyunumuza bakalım…

En son Arsenal-Villareal maçında karşımızda çıkmıştı bir sincap kardeş yeşil sahalarda karşımıza… Futbol sezonuna merhaba diyor gibi bizden de ona merhabalar…

Kategorisi GenelYorum (0)

Messi olmadan olimpiyat olur mu?


Futbolsuz, olimpiyatlar bile çok zevkli olmazdı. Nitekim oyunlar futbolla ve Arjantinli yıldız Lionel Messi’yle başladı. Çünkü Messi, pek çok futbolcunun aksine mahkemenin kararına uymayarak olimpiyat formasını giydi. (Medyakronik)

Pekin Olimpiyat Oyunları önceki gün Almanya-Brezilya kadın futbol takımları arasında yapılan karşılaşmayla başladı. Panzerlerin en etkili gol silahı Birgit Prinz’i durdurmayı başarabilen Brezilya, gol yollarında zorlanmasaydı sonuca gidebilirdi. Ama Alman disiplini, kadın kategorisinde de kendini gösterdi.

Top, Brezilya takımının Ronaldinho’su diyebileceğimiz Marta’dayken, benzetildiği kişi de ekranlara yansıdı. Bugün Belçika ile karşılaşacak Brezilya Erkek Futbol Takımı, teknik direktörü Carlos Dunga’yla birlikte maçı izliyordu.

Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında sakatlıklar, taraftar ve medyayla boğuşan Ronaldinho, -futboldan uzun süre uzak kalmanın getirisiyle biraz gıdısı çıkmış gözükse de- halinden oldukça memnundu. Yaşı, olimpiyat takımında oynamak için büyük olan futbol fenomeni, 23 yaş üstü üç oyuncu bulundurma kontenjanından faydalanarak ve yeni kubülü A.C. Milan’ın izniyle takıma girebildi.

Yaşları 23’ün altında olan iki Brezilyalı, Schalke 04’te oynayan Rafinha ve Werder Bremen’de top koşturan Diego, Bundesliga’nın bu hafta sonu başlayacak olması nedeniyle kulüplerinin Pekin’e gelmesine razı olmadığı oyunculardı. Kulüplerin, oyuncularına izin vermek istememesinin bir gerekçesi de, Olimpiyat Oyunları’nın FIFA’nın takviminde bulunmamasıydı. Ancak iki oyuncu da, kulüplerine karşı gelerek olimpiyat kafilesine katıldı. Bir diğer Brezilyalı, Real Madridli Robinho da kulübüyle anlaşarak olimpiyat formasını sırtına geçirdi.

Olimpiyatların, bir bakıma küçük bir dünya kupası görünümü veren futbol branşı, genç yeteneklerle tecrübeli yıldızların bir arada oynayabildiği bir takım oluşturmaya itiyor takımları. Bu şekilde tecrübeliler liderlik yaparak gençlere yol gösterip onların yeni birer yıldız olmasına ön ayak oluyor. Ama bir de Arjantinli Lionel Messi gibileri var.

Messi hem genç, hem de tecrübeli. 21 yaşındaki yıldızı, FIFA-CAS-IOC ve kulübü Barcelona arasındaki davalarda kimin kampına katılacağını bilemezken dün, CAS’tan (Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi) çıkan karar üzerine kulübüne dönmek zorunda bırakıldı.


FIFA desteklemiyor ama başkan Blatter üzgün

Bu durumu üzüntü ama saygıyla karşılayan FIFA Başkanı Sepp Blatter, karara karşın takımların futbolcularını olimpiyata göndermelerini rica ettiğini bildirdi. Blatter, kararın çıkmasından önce de 23 yaşındaki sporcuların olimpik takımlarda bulunması gerektiğini söylemişti. Olimpiyat ruhunu düşünmeden bu kararın alınmasını da oldukça üzücü bulduğunu belirten Blatter, genç oyuncuların, kendileri için büyük bir fırsat olan bu oyunlara katılmasının engellenmemesi gerektiğini ekledi.

Arjantin’in Teknik Direktörü Batista ise, CAS’ın kararının ardından, bugün çıkacakları Fildişi Sahili karşılaşmasında Messi’nin oynamak istediğini bildiğini ve Barcelona’nın da buna karşı gelmeyeceğinden dolayı rahat olduğunu ve onu ilk maçta ilk 11’de sahaya sürmek istediğini söylemişti.

Nitekim, son dakikada da olsa Batista haklı çıktı. Genç yıldız, CAS’ın kararına rağmen Barcelona ile yapılan anlaşma sayesinde Fildişi Sahili karşılaşmasında forma giydi. Ve bir gol atıp, bir de asist yaptığı karşılaşmada takımının 2-1 galip gelmesini sağladı.


Barcelona Messi’den ne istiyor?

Geçen sezonu üçüncü bitirerek kaybedilen şampiyonluğun ardından takımda büyük revizyona giden Barcelona Dos Santos, Deco ,Ronaldinho gibi oyuncuların takımdan ayrılmasından sonra belli ki takımı Messi’nin üstüne kurmaya çalışıyor. Ancak Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarında Wisla Krakow’a karşı oynatamayacağı için CAS’a kadar başvurup Messi’yi mini dünya kupası zaferinden alı koymak, takımın durumunun iyi olmadığının bir göstergesi.

Messi, dünyanın en iyilerinden biri olsa da tek bir oyuncuya bağlı takım kurmanın takıma önemli zarar verdiği olduğu zamanlar da çoğunlukta. Barcelona’nın Wisla Krakow’u eleyemeyeceği şüphesiyle Messi’yi geri istemesi, takımın diğer oyuncularına oldukça güven kaybına da yol açacaktır.

Kategorisi GenelYorum (0)


Takip et // Follow

Açık Radyo – Efektifpas

15 günde bir her pazartesi 19.30'da, 94.9 Açık Radyo'dayız. Duyurularımızı takip etmek için Twitter hesabımızı takip edebilirsiniz...

RadyoEfektifpas

Programlarımızın tüm podcast kayıtları online olarak bulunmasa da dinlemek isteyenler için bir kaç adet program mevcut

‘Salvador’ Guti

Johan Cruyff

Arşivler

Bülent Korkmaz – 3

Tottenham Hotspurs

Nazım Hikmet Ran

HaberVesaire Spor

Video Bug Report

Açılmayan bir video varsa resme tıkla, videonun linkini yolla Teşekkürler...

Facebook Hayran Sayfası

Temmuz 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031